Alt-pop’un yükselen yıldızı MacKenzie, Avril Lavigne’in başkaldıran ruhunu, Taylor Swift’in hikâye anlatıcılığını ve Miley Cyrus’un sahne enerjisini bir potada eritiyor. Pop, country ve rock etkilerini bir araya getirerek hem nostaljik hem de taze bir ses yaratıyor. BBC Radio 1’de Alyx Holcombe, Nels Hylton ve Mollie King tarafından desteklenen sanatçı, Wonderland Magazine’de de övgüyle anıldı. Portsmouth’tan

🎧 Londra çıkışlı Pynch, Spencer Enock’un önderliğinde modern indie sahnede kendine özgü bir köşe açıyor. Yatak odasında yazılıp üretilen şarkılar, glitchy elektronikler, melankolik gitar pop ve slacker-rock’ın rahat tavrı ile birleşiyor. Yeni albümleri Beautiful Noise, kendi plak şirketleri Chillburn Recordings etiketiyle yayımlandı; hem en kişisel hem de en iddialı işleri olarak öne çıkıyor. 🔥 Albümün

Indie/alt ikili Twen, parıltılı gitarları, rüya gibi dokuları ve duygusal şarkı yazımını birleştirerek hem samimi hem de genişleyen bir müzik evreni kuruyor. One Stop Shop (2022), SeaStar (2023) ve Infinite Sky (2024) ile bu evreni adım adım büyüten grup, gitar pop’un parlak enerjisini lush prodüksiyon ve büyüleyici vokallerle harmanlıyor. 🔥 “Allnighter”, gecenin huzursuz ama büyüleyici

İngiltere’den çıkan alternatif sanatçı PAVÉ, rock’ın dinamiklerini melankolik ve içe dönük bir tonla harmanlıyor. Onun müziği, hem doğrudan hem de duygusal bir yoğunlukla şekilleniyor: ham enerjiyle birlikte melodik bir içtenlik. 🔥 “The Weight of Letting Go”, adının da söylediği gibi, vedaların ağırlığını sırtlıyor. Bir ilişkiyi ya da zorlayıcı bir dönemi geride bırakmanın yarattığı yükü, çıplak

Kuzey Galler çıkışlı üçlü Mad Haven, 2011’den bu yana sahne enerjisi ve özgün rock sound’u ile hem Avrupa’da hem Avustralya’da sadık bir kitleye ulaştı. Onların amacı basit: insanları gündelik dertlerinden koparıp o anın coşkusuna taşımak. 🔥 “Wasted On You”, grubun en güçlü parçalarından biri. Şarkı, bir ilişkide tükenmişlik hissini ve boşa harcanan duyguları dürüst ve

Los Angeles merkezli post-punk üçlüsü Automatic (Izzy Glaudini – synth/vokal, Lola Dompé – davul/vokal, Halle Saxon – bas/vokal), minimalist synth dokularını, itici bas hatlarını ve hipnotik ritimleri modern bir enerjiyle buluşturuyor. 2019’daki Signal ile sahneye çıkış yapan grup, 2022’de Excess ile övgüler topladı; Tame Impala, Parquet Courts ve IDLES gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştı. 2025’te

Vokal ve gitarist Nette France, basçı Josef Pabis, davulcu/vokalist Luca Soprano, gitaristler George Inglis ve Jim Duong’dan oluşan Londra merkezli Sleepazoid, grunge’un ham enerjisini shoegaze’in atmosferi ve post-punk’ın ritmik gücüyle birleştiriyor. 2024’te kendi kayıt ve prodüksiyonlarıyla çıkardıkları running with the dogs albümü, bağımsız sahnede dikkat çekmişti. 🔥 “NEW AGE”, grubun karanlık ama davetkâr dünyasını en

Avustralya çıkışlı alt-rock topluluğu Selve, Jabirr Jabirr kökenli frontman Loki Liddle önderliğinde enerjik rock ile sinematik ses katmanlarını buluşturan bir yol çiziyor. Abbey Road Stüdyoları’nda kaydettikleri ikinci albümleri Breaking Into Heaven ve Avrupa ile Avustralya’yı kapsayan turneleriyle uluslararası sahnede kendilerine sağlam bir yer açtılar. 🔥 “Leading Man Lost”, kaybolmuş bir başrolün hikâyesi gibi. Sözler, içsel

New Jersey çıkışlı Ho99o9 (Horror), hip-hop ve hardcore punk’ı aynı çığlıkta buluşturan ikili: theOGM ve Eaddy. Trap ritimlerinin yoğunluğunu, punk’ın anarşik enerjisiyle çarpıştırarak sahnede neredeyse kontrolsüz bir kaos yaratıyorlar. Canlı performansları, öfkeden beslenen bir ayin gibi. 🔥 “Target Practice”, sistematik şiddet, adaletsizlik ve ırkçılığa karşı açılmış doğrudan bir ateş. Şarkının başlığındaki metafor, “hedef tahtasına çevrilmek”

Maesteg çıkışlı Pseudo Cool, ham enerjiyi melodik kancalarla birleştiren, DIY ruhunu hiç kaybetmeyen bir grup. “Post Person”, “Modern Man” ve “Bad Idea, Right?” gibi parçalarıyla yerel bir takipçi kitlesi oluşturmuşlardı. Onların müziği süslü bir vitrine değil; doğrudan sahici bir duygusal çıkışa yaslanıyor. 🔥 “Titbits”, uzun bir aradan sonra gelen dönüş sinyali. Parça hem daha parlak

Watford çıkışlı The Spitfires, punk, ska, soul ve indie’nin keskin enerjilerini aynı potada eriterek 2010’ların en politik ve en doğrudan seslerinden biri olmuştu. Response ve Life Worth Living gibi albümler, işçi sınıfının hikâyelerini sahici, öfkeli ve kolektif marşlara dönüştürdü. 2022’deki vedalarının ardından grup, 2025’te frontman Billy Sullivan önderliğinde taze bir kadroyla yeniden sahneye çıkıyor. 🔥

Leeds çıkışlı Eades, indie sahnede korkusuz bir enerjiyle kendine yer açıyor. Punk’ın ham coşkusunu indie melodilerle, gençlik kültüründen beslenen hikâyelerle buluşturan grup, 2022’deki ilk albümleri Delusion Spree ile gece hayatının kaotik ruhunu yakalamıştı. Şimdi ise ikinci albüm Final Sirens Call (18 Eylül 2025, Breakfast Records) ile daha ağır, daha içsel ve olgun bir ses vaat

🎧 Güney Londra çıkışlı Shame, 2014’ten beri post-punk sahnesinin en vahşi ve en canlı enerjilerinden biri. “Songs of Praise” (2018), “Drunk Tank Pink” (2021) ve “Food for Worms” (2023) albümleriyle modern rock’ta kendine keskin bir yol açan grup, hem toplumsal eleştiriyi hem de ham öfkeyi gitarın tellerine yükleyen bir ses inşa etti. 🔥 “Cutthroat”, grubun

Sidneyli şarkıcı–şarkı yazarı Pace Randolph, sokakları sahneye çeviren “Surprise Street Show” performanslarıyla tanınıyor. Müzik onun için yalnızca şarkı söylemek değil, aynı zamanda bir buluşma alanı. Çoğu zaman hayranlarını da “The Choir Imperfect” adıyla eserlerine dahil ediyor. 🔥 Bu kez yanında Avustralya’nın güçlü sesi Budjerah var. R&B ve soul’u çağdaş bir pop duyarlılığıyla harmanlayan genç sanatçı,

İtalyan elektronik projesi Talk To Her, Riccardo Cultrera önderliğinde techno’nun nabız atan ritimlerini, post-punk’ın karanlığını ve new wave’in soğuk atmosferini birleştiriyor. Ortaya çıkan şey: hem distopik hem de içsel bir yolculuk, sinematik bir ses evreni. 🔥 “PLD”, grubun çıkış albümü Love Will Tear Us Apart’tan bir parça. Adı doğrudan “Psychedelic LSD”ye referans veriyor ve dinleyeni

🎧 Wisconsin çıkışlı Secret Menu, alternatif rock sahnesinde türler arasında gezinirken samimi hikâyeleriyle dikkat çekiyor. Sahnede amaçları sadece müzik yapmak değil; izleyiciyle bağ kurmak, onları hem günlük rutinden uzaklaştırmak hem de düşündürmek. 🔥 “I Wanna Know”, grubun imzasını taşıyan bir şarkı: güçlü melodiler, duygusal vokaller ve sorgulayıcı bir lirizm. Parça, belirsizlik, güven ve bir başkasının

Seattle merkezli Hurt Me, dream pop’u yeniden tanımlıyor: puslu gitarlar, hipnotik melodiler ve sahnenin arkasında gizlenen tehlikeli bir gölge. “Sırtında bıçak taşıyan baştan çıkarıcı dream pop” olarak tarif edilen bu müzik; hem cazibeli hem rahatsız edici, hem yakın hem de tehditkâr. Yeraltı alternatif sahnesinde kısa sürede kült bir takipçi kitlesi kazanmaları boşuna değil. 🔥 “A

Chicago’nun gölgelerinden yükselen Amber Hotel, nostaljiye yaslanmak yerine karanlığı bugünün hızına yeniden yorumluyor: shoegaze yeniden tasarlanıyor, dark wave yeniden doğuyor. Bauhaus’tan Joy Division’a, The Sisters of Mercy’den My Bloody Valentine’a uzanan bir ilham zinciriyle, onların müziği hızla akan dünyadan düşenlere bir sığınak sunuyor. 🔥 “Automatic Devotion”, hipnotik üç dakikalık bir dalış: bağlılık ile bağımlılığın, teselli

Glasgow’un yeraltı sahnesinden hızla yükselen VLURE, punk’ın öfkesiyle elektronik müziğin nabız atan ritimlerini birleştiren yüksek voltajlı bir enerji yayıyor. Konserleri adeta bir törensel patlama: ham, filtrelenmemiş, modern kaygıların ritimle dışavurumu. 🔥 “Between Dreams”, adından da anlaşılacağı gibi, bilinçle bilinçaltı arasındaki o bulanık eşikte geziniyor. Uykusuz bir gecenin kaotik düşüncelerini andıran sözler; distortion yüklü synth’ler, hız

🎧 İngiltere çıkışlı The Pedals, alternatif rock sahnesinde patlayıcı enerjisiyle tanınıyor. Çoğu zaman kirli, distortion’lı gitarlar ve ham vokallerin taşıdığı şarkıları, dinleyene hem kaotik hem de arındırıcı bir etki bırakıyor. Punk tavrı ile melankolik bir iç ses arasında gidip gelen grup, duygusal yoğunluğu sahici bir patlamaya dönüştürüyor. 🔥 “Red”, grubun bu karakterini en çıplak haliyle

🎧 İngiltere çıkışlı Feel Good, adını müziklerinde taşıyor: parlak melodiler, samimi sözler ve modern hayatın kaygılarına karşı bir panzehir gibi duran bir ses. Onların şarkıları, indie-pop’un dans edilesi enerjisini duygusal bir içtenlikle buluşturuyor. 🔥 “Keep Fighting for Me”, umutla yazılmış bir mektup gibi. Mental sağlıkla boğuşan bir sevdiğe yöneltilmiş, “Yanındayım, bırakma” diyen bir çağrı. Yükselen

🎧 İngiltere çıkışlı STEREOPHOBIA, sert riflerle örülmüş karanlık bir rock tiyatrosu sunuyor. Onların müziği, sahneyi bir gösteriye dönüştürüyor: gürültüyle, gölgeyle, meydan okumayla. 🔥 “The Freakshow”, dışlanmışlığa yazılmış bir marş. Öteki olmanın ağırlığını sırtlanıyor ama sonunda sahneyi özgürlüğe çeviriyor. Keskin gitarlar ve çığlık gibi vokallerle bir yabancılaşma anı kolektif bir katharsise dönüşüyor. 🔗 Apartman No:26 Notu:

Londra sokaklarından çıkan SCALER, gitarın tozunu kaldıran rifleriyle ve sahnede tavizsiz bir enerjiyle biliniyor. Grubun ön saflarında yer alan Tlya X An, hem sesiyle hem de gitarıyla bu sert ama samimi evrenin kalbini taşıyor. Yeni şarkıları “Evolve”, yalnızca bir parça değil; değişimin sancılı ama vazgeçilmez sürecine yazılmış bir rock marşı. Tlya’nın ham ve yanık vokalleri,