Londra’nın en ünlü alışveriş destinasyonu olan Oxford Caddesi, uzun süredir yayalaştırma planlarıyla gündemde. Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan’ın girişimiyle başlatılan bu proje, hem yerel halk hem de iş dünyası arasında tartışmalara yol açtı. Plan, Oxford Caddesi’ni araç trafiğine kapatarak yaya trafiğini artırmayı, hava kirliliğini azaltmayı ve bölgedeki alışveriş deneyimini iyileştirmeyi hedefliyor. Ancak eleştiriler, özellikle trafiğin

İngiltere’yi ziyaret eden ya da sadece fotoğraflarına göz atan herkesin dikkatini çeken ve ülkenin simgelerinden biri haline gelen kırmızı telefon kulübeleri, tarih, nostalji ve modernleşmenin kesişiminde yer alıyor. Bu küçük yapılar, İngiltere’nin sokak kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilir. Peki, bu telefon kulübeleri nasıl ortaya çıktı ve zamanla nasıl bir dönüşüm geçirdi? Kırmızı Telefon

Londra’nın ünlü köprüleri arasında belki de en az bilinenlerden biri olan Southwark Köprüsü, şehrin kalbinde yer almasına rağmen çoğu zaman gözden kaçar. Thames Nehri üzerinde 1819 yılında açılan köprü, Londra’nın tarihi ve mimari dokusuna anlamlı bir katkı sağlasa da, onu diğer ikonik köprülerden ayıran en büyük özelliği mütevazı ve az bilinen hikayesi.     Southwark

Londra, yüzlerce yıllık tarihiyle sokaklarında, binalarında ve nehriyle tarihin izlerini taşıyan bir şehir. Ancak bu izler yalnızca gözle görülebilen yerlerde değil, şehrin kalbinden geçen Thames Nehri‘nin diplerinde de gizlenmiş durumda. Yüzyıllardır Londra’nın en önemli su yolu olan Thames, aynı zamanda tarihin kaybolmuş hazinelerini barındıran eşsiz bir “çamur avı” alanı. Mudlarking olarak bilinen bu eski gelenek,

Tarih boyunca kadın sanatçılar, yeteneklerini ve yaratıcılıklarını göstermek için sayısız engelle karşılaşmış, toplumun önyargılarıyla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Ancak Britanya’daki kadın sanatçılar, bu zorluklara rağmen sanat dünyasında kalıcı izler bırakmayı başarmıştır. “Britanya’daki Kadın Sanatçılar 1520–1920” sergisi, bu unutulmuş dehaların hikayelerini ortaya koyan eşsiz bir etkinlik olarak dikkat çekiyor. Sergi, 400 yılı aşkın bir dönemi kapsayarak,

  Emma Haworth, çağdaş sanat dünyasında doğal yaşamın ve şehir hayatının iç içe geçtiği anları resmeden başarılı bir sanatçı olarak biliniyor. Özellikle Londra parklarındaki günlük yaşamı, mevsimsel değişiklikleri ve doğanın büyüleyici unsurlarını detaylı ve etkileyici bir şekilde tuvaline yansıtmasıyla dikkat çekiyor. Haworth’un eserleri, Londra’nın parklarını sadece birer dinlenme alanı olarak değil, sürekli değişen, yaşayan ve

  Londra’nın tarihi geleneklerinden biri olan Londra Koyun Sürüşü (London Sheep Drive), her yıl büyük bir coşku ve ilgiyle gerçekleştirilen benzersiz bir etkinliktir. 2024 yılında da bu eğlenceli gelenek devam edecek, hem Londralılar hem de turistler şehrin merkezinde koyunların köprü üzerinde geçişine tanık olacaklar. Bu yazıda, Londra Koyun Sürüşü’nün kökenlerine, anlamına ve bu yılki etkinliğin

Güney Londra’nın “gizli hazinelerinden” biri 3,5 milyon sterlinlik bir restorasyondan geçti… ve burayı siz de ziyaret edebilirsiniz. Crystal Palace Metrosu’ndaki restorasyon çalışmaları nihayet tamamlandı. Bu Viktorya dönemi harikası, Londra’daki hiçbir şeye benzemeyen kırmızı ve krem ​​rengi yelpaze tonozlardan oluşan bir karışım. Burası, Westminster Sarayı’nı tekrardan inşa eden Charles Barry’nin oğlu Edward Middleton Barry’nin el işi.

Londra, farklı kültürleri bir araya getiren kozmopolit yapısıyla, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerle kardeş şehir ilişkileri kurarak kültürel, ticari ve eğitimsel iş birliklerini güçlendiriyor. Londra’nın birçok ilçesi, çeşitli ülkelerden şehirlerle kardeş şehir anlaşmaları yaparak bu ilişkileri pekiştiriyor. Peki, Londra ilçenizin Türkiye’deki hangi şehirle kardeş şehir olduğunu biliyor musunuz? Kardeş Şehir Uygulamasının Amacı Kardeş şehir ilişkileri,

Pablo Picasso, resim, heykel ve çizim alanlarındaki benzersiz yeteneğiyle tanınan, sanatıyla 20. yüzyıla damga vuran bir deha. Ancak onun yaratıcı yolculuğu sadece bu alanlarla sınırlı değildi. Picasso, baskı tekniklerinde de çığır açan eserler üreten bir sanatçıydı ve şimdi bu zengin dünyası British Museum’da sergileniyor. Bu sergi, Picasso’nun hayatının her dönemine tanıklık eden baskı çalışmalarını bir

Londra, her yıl milyonlarca turisti ve farklı ülkelerden gelen göçmenleri ağırlayan kozmopolit bir şehir. Sokaklarında dolaşırken, yerli Londralılarla ziyaretçileri ayırt etmek ise bir nevi sanattır. Eğer Londra’ya ilk kez gelenlerden biriyseniz ya da burada yaşamayı planlıyorsanız, bu yazı size Londralı olmayanları nasıl tanıyabileceğinizi gösterecek. 1. Metroda Yol Tarifi Sormak Londralılar genellikle aceleci ve metroya hakimdirler.

Londra, Thames Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan çok sayıda köprüye ev sahipliği yapar. Her biri kendi tarihi ve mimarisiyle dikkat çeken bu köprüler, şehrin dokusunu ve kültürel mirasını şekillendiren önemli yapılar arasında yer alır. Londra’daki köprüler, yalnızca ulaşımı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda şehrin zengin geçmişini ve estetik çeşitliliğini de yansıtır. İşte Londra’nın en ünlü köprülerinden

Eylül ayında Londra’da birçok etkinlik düzenleniyor, bu da şehri ziyaret etmek veya burada yaşamak için harika bir zaman olduğunu gösteriyor. İşte Eylül 2024’te Londra’da yapılacak bazı etkinlikler: Camden Inspire: 7 Eylül’de düzenlenen bu sokak festivali, Camden bölgesinin geçmişini ve bugününü kutluyor. Etkinlikte yerel sanatçılar, müzisyenler, komedyenler ve düşünce liderleri performanslar sergileyecek, konuşmalar yapacak ve atölyeler

Hackney Müzesi, Londra’nın kalbinde yer alan ve 200.000 yıllık bir tarihe ışık tutan etkileyici bir müzedir. Hackney bölgesinin zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için ideal bir yer olan müze, bölgenin geçmişten günümüze kadar uzanan çok çeşitli hikayelerini barındırıyor. Müze, Hackney’de yaşamış farklı toplulukların izlerini taşıyan geniş bir koleksiyona sahiptir. Taş Devri’nden modern zamanlara

VIII. Henry’nin altı karısının hikayesi, İngiltere tarihinin en karmaşık ve ilgi çekici dönemlerinden birini oluşturur. VIII. Henry, Tudor Hanedanı’nın ikinci hükümdarıydı ve altı kez evlenmesiyle ünlüdür. İşte bu altı kraliçenin kısa öyküleri: Aragonlu Catherine: Henry’nin ilk eşi ve İspanyol prensesiydi. Catherine, Henry’nin abisi Prens Arthur’un dul eşi olarak evlendi. Ancak Henry’nin Catherine’den boşanma isteği, İngiltere’nin

  SE Londra Kitap Festivali, Güney Londra’nın edebi atmosferini kutlayan ve okurları, yazarları ve yayıncıları bir araya getiren heyecan verici bir etkinlik olarak öne çıkıyor. Her yıl düzenlenen bu festival, çeşitli kitap okumaları, yazar söyleşileri, atölyeler ve imza günleriyle dolu bir program sunuyor. Hem yetişkinlere hem de çocuklara hitap eden etkinlikler, her yaştan kitapseverin ilgisini

Londra, tarihin farklı dönemlerinde inşa edilen yüksek binalarıyla ünlü bir şehir. 1960’larda yapımı tamamlanan Centre Point ve BT Tower, şehrin ilk gökdelenleri olarak dikkat çekti. 1970’lerde One Canada Square, Canary Wharf bölgesinde yükselerek Londra’nın en yüksek binası unvanını aldı. 2010’larda ise Shard’ın inşası tamamlandı ve bu bina, 310 metre yüksekliğiyle Avrupa’nın en yüksek binalarından biri

Dalston Barış Karnavalı, Londra’nın Dalston semtinde her yıl düzenlenen ve toplumun farklı kesimlerini bir araya getiren bir etkinlik olarak bilinir. Barış, birlik ve toplumsal dayanışma temaları etrafında şekillenen bu karnaval, kültürel çeşitliliği ve topluluk ruhunu kutlamayı amaçlar. Renkli kostümler, canlı müzik performansları, dans gösterileri ve çeşitli sokak lezzetleriyle dolu olan bu etkinlik, katılımcılara hem eğlenceli