Küçük boyut, büyük fikir. Flowers Gallery, 1974’ten bu yana her yıl düzenlediği “Small is Beautiful” sergisinin 43. edisyonuyla bir kez daha “ölçek” kavramını sanatın merkezine taşıyor. Bu yıl da dünyanın dört bir yanından çağdaş sanatçılar, yalnızca 7 x 9 inç sınırına sığacak işler üretmek üzere davet edildi. Küçük Format, Büyük Hayal Gücü “Small is Beautiful”,

Roma’nın kalbinde doğmuş bir başyapıt, dört yüzyıl sonra ilk kez İngiltere’de. Berlin Gemäldegalerie’den özel ödünçle getirilen Caravaggio’nun “Victorious Cupid” (Zafer Kazanan Aşk) tablosu, The Wallace Collection’da sanat tarihinin en ikonik anlarından birini yeniden sahneliyor. Bu sergi yalnızca bir tablonun değil, 17. yüzyıl Roma’sının koleksiyon kültürünün de hikâyesi. Caravaggio’nun başyapıtı, 400 yıl önce Marchese Vincenzo Giustiniani’nin

Her yıl Cadılar Bayramı yaklaşırken, Londra’nın en ikonik yapılarından Leadenhall Market kendi “kostümünü” giyiyor — ve bu yıl da istisna değil. Viktoryen mimarisiyle büyüleyen pazar, pencerelerinden dışarı uzanan altı metre uzunluğundaki dev mor ahtapot kollarıyla yeniden bir deniz canavarına dönüşmüş durumda. “Profesör Cephalus” Geri Döndü İlk kez 2021 yılında bu dev kostümüyle görücüye çıkan Leadenhall

18.yüzyıl İngiltere’sinin geceleri mum ışığıyla aydınlanmış laboratuvarlarında, insan merakı bir sahneye dönüşür. Joseph Wright of Derby, bu sahnenin hem ressamı hem de tanığıydı. Ulusal Galeri’nin yeni sergisi “From the Shadows”, sanatçının karanlıkla kurduğu dramatik ilişkiyi merkeze alıyor: bilgiye duyulan tutku, inancın sınırları ve ışığın etik ağırlığı. Işıkla Öğrenmek, Karanlıkla Düşünmek Wright of Derby genellikle “Aydınlanma

Hockney’nin resminde “görme” artık tek bir bakış değil; çoklu ufuk çizgilerinin, hareketin ve belleğin birlikte yazdığı geniş bir cümle. Annely Juda Fine Art’ın Hanover Square’deki yeni mekânını açan sergi, sanatçının son altı ayda Londra stüdyosunda tamamladığı ve hiç gösterilmemiş tuvalleriyle, “ters (ya da genişletilmiş) perspektif” arayışının şimdiye kadarki en keskin evrelerini bir araya getiriyor. Hockney,

31 Ekim – 30 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Made in Prague Festivali, sinema, müzik, sahne sanatları, opera ve çağdaş sanat alanlarını kapsayan zengin programıyla Londra’nın kültür takvimine damga vurmaya hazırlanıyor. Czech Centre London tarafından 29. kez düzenlenen festival, modern Çek kültürünün yenilikçi ve çok yönlü ruhunu şehir genelindeki ikonik mekânlara taşıyor. Nefes Alan

Zamanın hızla tüketildiği bir çağda, Saatchi Gallery 40. yılını “şimdi”yi uzatarak kutluyor. The Long Now başlıklı bu büyük sergi, geçmişle geleceği aynı çerçevede buluşturan bir tür zamansal meditasyon. Sergi, galerinin tarihinde yer etmiş sanatçılarla yeni kuşağın seslerini bir araya getiriyor. İki kata yayılan dokuz salonda, resimden heykel ve yerleştirmeye uzanan geniş bir seçki yer alıyor.

Bazı sanatçılar gölgeden kaçarken, Ruth Asawa onunla yaşamayı seçti. Asawa’nın heykellerinde gölge bir yan ürün değil, başka bir boyut — nesnenin kendi kendine yeniden doğduğu bir alan. Tavanlardan sarkıtılmış tel örgüler, yere düşen yansımalarıyla ikinci bir dünya kuruyor; biri beden, diğeri ruh gibi. MoMA’da açılan “Ruth Asawa: A Retrospective”, sanatçının yaşamı boyunca dokuduğu bu iç

Londra, Ekim’in tam ortasında iki güne koca bir şehir sığdırıyor. Oktoberfest coşkusu mahalle mahalle sürerken, sanat fuarlarından kitap festivallerine, gece yürüyüşlerinden aile dostu şenliklere uzanan program, “ne yapsak?” sorusunu tatlı bir kararsızlığa çeviriyor. Biz de no:26 okurları için manzarayı toparladık; liste dökmeyen, ama kaçırılmayacakları tek tek fısıldayan bir hafta sonu rehberi. Battersea Park’ta sonbaharın rüzgârını

Londra, yüzyıllardır süregelen bir geleneğe yeniden ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu yıl Lord Mayor’s Show, tarihte ilk kez resmi olarak “Lady Mayor’s Show” adıyla düzenlenecek. 8 Kasım 2025 Cumartesi günü gerçekleşecek etkinlik, hem tarihî hem de sembolik açıdan büyük bir anlam taşıyor; çünkü 800 yılı aşkın süredir sürdürülen bu törende ilk kez bir “Lady Mayor

Hayatın ipliğini kim eğirir? Nicolas Party’nin sergisi, adını Yunan mitolojisindeki üç kader tanrıçasından biri olan ve insan ömrünün ipliğini eğiren Clotho‘dan alıyor. Serginin kavramsal sıçrama noktası, Camille Claudel’in “Clotho” (1893) ve Auguste Rodin’in “She Who Was the Helmet Maker’s Once-Beautiful Wife” (1885-1887) adlı iki heykelinden ilham alan portreler. Party, bu heykellerin mitolojik ve sembolik referanslarını

Lenz Geerk, olgunluğun sonuna, çürümenin başladığı o ana ilgi duyuyor. Onun resimleri, zamanın dışında asılı kalmış gibi duran mahrem anları, adeta birer vahiy gibi sahneliyor. Sergi, üç ana tema etrafında toplanıyor: saç kesimleri, natürmortlar ve bir mağaza cephesi. Geerk, eserlerinde gri-yeşil, eflatun, pas rengi ve çürük pembesi gibi tonları kullanarak, gölge ve akşam kızıllığı arasında

Dirimart London, Alman sanatçı Karin Kneffel’in yeni sergisi Hampstead’de Bir Ev ile kapılarını açtı. Kneffel’in üçüncü kişisel sergisi olan bu proje, yalnızca resimsel bir anlatı değil; modernizmin mimari belleğine yapılmış görsel bir kazı. Sergi, 1930’larda Jack ve Molly Pritchard’ın siparişiyle Wells Coates tarafından inşa edilen Isokon Flats binasına odaklanıyor — İngiltere’de Bauhaus etkisinin en belirgin