1993 doğumlu New Yorklu fotoğrafçı ve film yapımcısı Sam Youkilis, ilk kişisel sergisiyle C/O Berlin’de sanatseverlerle buluşuyor. 1 Şubat – 7 Mayıs 2025 tarihleri arasında ziyarete açık olacak sergi, sanatçının ticari moda fotoğrafçılığı kariyerinin yanı sıra, seyahatleri sırasında kaydettiği kısa filmler ve video portrelerden oluşuyor. Youkilis, insan jestleri, duygular, etkileşimler, geleneksel el sanatları ve yerel

Berlin’de C/O Berlin‘de düzenlenecek olan “A World In Common” sergisi, Afrika’nın küresel algıdaki yerini yeniden tanımlamayı hedefliyor. Achille Mbembe’nin “Afrika’dan dünyayı düşünmek” felsefesinden ilham alan sergi, Afrika kıtasının kültürel zenginliğine ve günümüz sosyo-politik gerçekliğine ışık tutuyor. Sergide, Afrika’nın çok yönlü kimliği ve küresel gelecekteki rolü, kimlik ve gelenek, karşı-anlatılar ve gelecek vizyonları olmak üzere üç

Museum Barberini‘de açılacak olan “Kosmos Kandinsky. 20. Yüzyılda Geometrik Soyutlamalar” sergisi, sanatın şekil ve renklerle ifade bulduğu bir döneme ışık tutuyor. Sergi, 20. yüzyılın başlarında sanatçıların görünür dünyayı temsil etme anlayışından uzaklaşarak, renkler, çizgiler ve yüzeylerin uyumuna dayalı yeni bir görsel dil yaratma arayışlarını gözler önüne seriyor. Avrupa ve ABD’den gelen 100’den fazla eser ve

Berlin Gropiusbau’da açılacak olan “Music of the Mind” sergisi, sanatçı ve aktivist Yoko Ono’nun yedi onyılı kapsayan öncü sanat yolculuğunu mercek altına alıyor. Ono’nun yenilikçi ve çok disiplinli çalışmalarının evrimini gözler önüne seren sergide, sanatçının 200’den fazla eseri yer alıyor. Sergide talimatlar ve partisyonlar, enstalasyonlar, filmler, müzik eserleri ve fotoğraflar gibi geniş bir yelpazede sunulan

Dadaizm ve Sürrealizm akımlarının öncülerinden Max Ernst (1891–1976), sanatsal sınırları zorlayan, günlük yaşamı değiştiren ve rüya ile gerçeği iç içe geçiren çalışmalarıyla tanınıyor. Ancak, bir fotoğrafçı olmasa da, eserlerinde fotoğraf ile güçlü bağlar kurmuş, özellikle foto-kolajlar, fotogramlar ve illüstratif kitaplar gibi tekniklerle medyumun sınırlarını keşfetmiştir. Berlin’de düzenlenen “Max Ernst ve Fotoğraf” sergisi, sanatçının fotoğrafla doğrudan

Berlin’deki Hamburger Bahnhof müzesi, Semiha Berksoy’un sanat kariyerine ışık tutan kapsamlı bir retrospektif sergiye ev sahipliği yapıyor. 1930’lu yıllarda Berlin’de müzik eğitimi alan ve burada büyük başarılar kazanan Berksoy’un sanat hayatına dair 80’den fazla resim, arşiv belgeleri, film kesitleri ve ses kayıtları sergide yer alıyor. Sanatçının annesi Fatma Saime ile bağı, Nazım Hikmet gibi dönemin

Berlin’deki Kunsthaus Dahlem, uzun yıllardır göz ardı edilen tekstil sanatçısı Lissy Gujer’in (1893–1967) eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor. 7 Aralık 2024 – 16 Mart 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan sergi, Gujer’in ünlü Ekspresyonist ressam Ernst Ludwig Kirchner ile olan işbirliğine odaklanıyor. Gujer, Kirchner’in “yeni bir resim biçimi” olarak tanımladığı tasarımlara dayanarak büyük formatlı duvar halıları üretmeye başladı.

Berlin’deki Sammlung Scharf-Gerstenberg müzesinde gerçekleşecek “Böse Blumen” sergisi, Charles Baudelaire’in edebi başyapıtı Les Fleurs du Mal‘in (1857) sanat üzerindeki etkisini inceliyor. Odilon Redon’un “Fleur du mal” adlı kömür çiziminden yola çıkan sergi, modernizmin erken döneminden günümüze uzanan eserleri bir araya getirerek, Baudelaire’in şiirlerinin görsel sanatlardaki yankılarını ortaya koyuyor. Erotik çağrışımlar, hastalık ve çürümenin estetikleştirilmesi, doğallık

1980’lerin sonlarında ve 1990’ların başlarında çağdaş resme yenilikçi bir yaklaşım kazandıran Ull Hohn (1960-1995), sanatı aracılığıyla beden, cinsellik ve kimlik gibi politik ve kişisel meseleleri ele aldı. Geleneksel resim anlayışına meydan okuyan sanatçı, figüratif ve soyut kompozisyonlar arasında gidip gelen eserlerinde, doğa ve doğallık kavramlarını yeniden yorumladı. Hohn, özellikle Culture Wars hareketinin etkisiyle 1990’larda ABD’de

Sanatçının eserleri, hem kişisel hem de sanatsal yaşamındaki dönüm noktalarını şiirsel ve nesnel bir dille anlatıyor. Kadın figürü, beden ve bireysellik gibi unsurların yanı sıra sıra dışı objeler ve malzemeler de kullanılarak yaşamın farklı yönleri görsel bir alanda inceleniyor. Sanatçının eserlerinde, alter egosu sıkça kendini gösterirken, anlam yüklü malzemeler ve günlük objeler sanatsal anlatının bir

Avrupa Fotoğraf Ayı 2025 (EMOP) kapsamında düzenlenen Kilian Breier: Abstract Concrete—Matter, Light, and Form sergisi, 7 Şubat – 21 Mart 2025 tarihleri arasında GALERIE PARROTTA CONTEMPORARY ART’ta (Köln ve Burg Lede Bonn) sanatseverlerle buluşuyor. Küratörlüğünü Franziska Schmidt’in üstlendiği sergi, Kilian Breier’in (1931-2011) çığır açan deneysel fotoğrafçılığına ışık tutuyor. Breier, geleneksel fotoğrafçılığın ötesine geçerek ışık, kimyasal

Berlin’deki KORNFELD Galerie ve Kore merkezli SEOJUNG ART, 24 Ocak – 22 Şubat 2025 tarihleri arasında Ecocycle başlıklı grup sergisine ev sahipliği yapıyor. KORNFELD ve proje alanı 68projects’te gerçekleşecek sergi, Almanya, Çin ve Kore’den yedi sanatçıyı bir araya getirerek ekoloji, insanlık ve kültürel bağlantılar üzerine sanatsal bir diyalog sunuyor. Farklı kuşaklardan ve kültürel arka planlardan

6 Şubat – 15 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek 16. Sharjah Bienali, “taşımak için” temasını keşfeden sanatsal ve kültürel bir platform sunuyor. Birden fazla mekânda gerçekleşecek olan etkinlik, kuşaklar arası hikayeler ve kolektif çözümler üzerine yoğunlaşarak, sanatın farklı disiplinlerde nasıl bir taşıyıcı güç olabileceğini inceliyor. Bienal, 190’dan fazla sanatçıyı bir araya getirerek görsel sanatlar, performans,

Berlin’deki İskandinav Büyükelçilikleri, Norveçli sanatçıların 3 boyutlu eserlerinden oluşan “echt?!” başlıklı grup sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. 31 Ocak – 21 Nisan 2025 tarihleri arasında ziyarete açık olacak sergi, özgünlük, önem ve algı üzerine farklı yorumlar sunmayı hedefliyor. Andrea Scholze, Einar Grind, Ellinor Aurora Aasgaard, Zayne Armstrong ve Lin Wang’ın eserlerinin yer aldığı sergi, Oslo’daki Vigeland Müzesi’nde

Transmediale, 38. edisyonunu 29 Ocak – 2 Şubat 2025 tarihleri arasında “(yakın) yakın ama – uzak” temasıyla gerçekleştirecek. Festival, algoritmaların insan ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini ve teknolojinin yakınlık kavramını nasıl yeniden tanımladığını ele alacak. Haus der Kulturen der Welt (HKW) başta olmak üzere Berlin’in çeşitli mekanlarında düzenlenecek etkinlikler, atölyeler, konferanslar, performanslar ve gösterimlerle dolu bir program