İngiliz şair ve görsel sanatçı Arch Hades, şiirsel düşünceyi görsel sanatla buluşturan ilk kişisel sergisiyle Londra’daki LICHT FELD Gallery’de izleyici karşısında. “Passing Through”, sanatçının son yıllarda geliştirdiği heykel, enstalasyon ve resim çalışmalarından oluşuyor ve Hades’in edebiyat, felsefe ve varoluş temalarına dayalı çok katmanlı dünyasını görünür kılıyor.
Şiirle Başlayan Bir Mekân: “Confession Series”
Serginin girişinde yer alan Confession Series üç beton heykelden oluşuyor. Her biri buruşmuş bir kâğıt parçasını andırıyor ve Hades’in son 20 yıldır tuttuğu günlüklerden alınan cümlelerle kaplı.
“I catch myself mourning the present like it’s already a memory.”
Bu cümle, serginin duygusal tonunu belirliyor: geçmişle gelecek arasında sıkışmış, şimdiyi kaybeden bir zihin hali. Sanatçının, kişisel yas deneyimini farkındalıkla birleştirdiği bu işler, hem Tracey Emin’in kırılgan anlatısını hem de Deanna Templeton’un içe dönük gençlik metinlerini hatırlatıyor.
Doğayla Diyalog: “Murmuring Bark” ve “The Rain”
Bir sonraki alanda, gümüş renkli “kalp odunları” olan yapay ağaçlardan oluşan Murmuring Bark serisi yer alıyor. İzleyici kulağını ağaca yaklaştırdığında, sanatçının ikinci şiir kitabı Fool’s Gold’dan dizeleri duyabiliyor.
Yakındaki The Rain adlı enstalasyon, akrilik polimer ve alüminyum yüzeyden oluşuyor; kenarlarında “The Flowers Blue” şiirinden satırlar kabartma biçiminde işlenmiş. Yüzeyden sızan damlalar ve yansıyan ışık, Dali’yi andıran sürreal bir atmosfer yaratıyor.
Yas, Hatıra ve Ölümün Estetiği
Isle adlı çalışma, Venedik yakınlarındaki San Michele Adası’na —“ölüler adası”na— bir saygı duruşu. Hades, ada mezarlığında yatan şairlere ithafen üçüncü şiir kitabından dizeleri heykelin tabanına kazımış. Beyaz kefene sarılı bir figürün mezar taşları önünde durduğu sahne, hem kişisel kaybı hem de evrensel bir yas duygusunu yansıtıyor.
Resimlerde Şiirsel Sürrealizm 
Sergideki resimler, Hades’in şiirsel dilini sürrealist bir görsellik içinde yeniden kuruyor. The Pair’de iç içe geçmiş iki figür karanlık bir boşlukta parlıyor; uzuvları birbirine karışıyor, saçları tek bir örgüye dönüşüyor.
Montana adlı çalışmada gri bir peyzajda mavi tonlarda iki melez at figürü, zamanın akışını temsil eden varlıklar olarak koşuyor. Çerçevenin üzerindeki yazı, serginin temel fikrini özetliyor:
“We are all just passing through.”
Edebiyatla Görsel Sanat Arasında
The Sea, The Sea adlı eser, Caspar David Friedrich’in The Monk by the Sea tablosuna göndermede bulunuyor. Ancak burada denize bakan figürün karşısında, antik bir heykel yüzü ufukta beliriyor. Bu, hem Iris Murdoch’un romanına hem de Hades’in varoluşsal sorgulamalarına işaret eden çok katmanlı bir sahne.
Apartman No:26 Notu 
Arch Hades’in Passing Through sergisi, şiirin görselle, edebiyatın mekânla buluştuğu bir hat üzerinde ilerliyor.
Sanatçı, kayıp, zaman ve geçicilik gibi temaları yalnızca dilin değil, malzemenin de hafızasına kazıyor.
Beton, metal ve ışık, Hades’in satırlarıyla birleşerek izleyiciyi şu basit ama sarsıcı gerçeğe davet ediyor:
Hepimiz sadece geçip gidiyoruz.
📅 Tarih: 21 Aralık 2025 tarihine kadar devam edecek
📍 Yer: LICHT FELD Gallery, 8 Berkeley Square, London W1J 6BU
