
Hamburger Kunsthalle
18 Ocak 2026 tarihine kadar
Galerie der Gegenwart, 3. Kat
Hamburger Kunsthalle, Griffelkunst-Vereinigung Hamburg e. V.’nin kuruluşunun yüzüncü yılı vesilesiyle düzenlediği And so on to infinity sergisinde, Almanya merkezli bu özgün grafik sanatları oluşumunun 1925’ten günümüze uzanan üretim ve dolaşım tarihini kapsamlı bir seçkiyle ele alıyor. Sergi; litografi, serigrafi, gravür, ahşap baskı, fotoğraf ve C-print gibi farklı baskı tekniklerini bir araya getirirken, aynı zamanda arşiv belgeleri aracılığıyla griffelkunst’un kurumsal ve ideolojik çerçevesini görünür kılıyor.
Griffelkunst-Vereinigung, kuruluşundan itibaren özgün baskı edisyonlarını demokratikleştirme hedefiyle hareket etmiş; seçilen sanatçıların grafik üretimlerini, tematik ya da biçimsel bir birlikten ziyade, sanatçı pratiğini temsil etme gücü üzerinden değerlendirmiştir. Bu yaklaşım, sergide kronolojik bir anlatıdan çok, sanatçı temelli ve çoğul bir okuma sunulmasına olanak tanır. Bugün Almanya genelinde yaklaşık 4.500 üyeye sahip olan bu yapı, grafik sanatın hem koleksiyon hem de üretim pratiği olarak sürekliliğini sağlamıştır.
Sergide yer alan işler, modern ve çağdaş sanatın grafik üretimle kurduğu ilişkinin dönüşümünü gözler önüne serer. Gerhard Richter’in 1969 tarihli Schweizer Alpen 1 adlı serigrafisi, fotoğraf ve resim arasındaki gerilimi baskı yüzeyine taşıyarak Richter’in görsel belirsizlik ve temsil sorunlarına odaklanan yaklaşımını yansıtır. Buna karşılık Sigmar Polke’nin Fernsehbild (1971) adlı işi, kitle iletişim araçlarının görsel dilini ofset baskı aracılığıyla eleştirel bir bağlama yerleştirir.
Griffelkunst edisyonları aynı zamanda, grafik üretimin deneysel potansiyeline dikkat çeker. Rosemarie Trockel’in heliogravür serisi, tekrar ve çoğaltma fikrini feminist ve kurumsal eleştirilerle ilişkilendirirken; Ulla von Brandenburg’un ahşap baskıları, tiyatro, ritüel ve beden temalarını grafik dil aracılığıyla sahneye taşır. Dieter Roth ve Dan Graham gibi isimler ise baskıyı kavramsal sanatın taşıyıcısı olarak konumlandırır.
And so on to infinity, grafik sanatın yalnızca bir teknik ya da yan disiplin olmadığını; aksine modern ve çağdaş sanatın düşünsel dönüşümlerine eşlik eden merkezi bir ifade alanı olduğunu vurgular. Sergi, griffelkunst’un “toplama” fikrini bir sahiplenme biçiminden çok, erişim, dolaşım ve paylaşım üzerinden tanımlayan yaklaşımını görünür kılar. Bu yönüyle sergi, grafik sanatın kurumsal tarihine olduğu kadar, sanatın kamusal dolaşımına dair daha geniş bir tartışma alanı açar.
Hamburger Kunsthalle’nin uzun soluklu kurumsal desteğiyle şekillenen bu sergi, baskı sanatının yüz yıllık birikimini yalnızca geçmişe dönük bir retrospektif olarak değil, geleceğe uzanan açık uçlu bir süreç olarak ele alıyor.






