Laurie Smith’in Avrupa’daki ilk kişisel sergisi ‘Brick Boys’, Londra merkezli Gathering Galeri’nin Köln uzantısında, izleyicileri kasvetten çok nostaljiye çağıran, melankolik bir resim gösterisi sunuyor. Smith, Balthus ve Martin Wong gibi ustaları referans alarak, Londra sokaklarının nemli tuğla duvarları arasında sıkışıp kalmış, gece hayatının mahrem anlarını yakalıyor.
Köln’deki Gathering’de açılan sergi, Smith’in sanatsal dokunuşunun Balthus’un stilistik ağırlığından beslendiğini gösteriyor. Özellikle en büyük eseri olan ‘Pavement saints’, Balthus’un 1933 tarihli ‘The Street’ tablosuna atıfta bulunuyor. Ancak Smith, Polonyalı-Fransız sanatçının eserlerindeki şiddet ve kayıtsızlığın aksine, sahneyi şefkatli ve samimi bir yerden ele alıyor. Smith’in eserlerindeki figürler alay etse de, asla kayıtsız kalmıyor.
Gecenin Ardından Eve Dönüş
Sergideki beş parçalık bu çalışma, tarz ya da figürlerin modası açısından özellikle çağdaş olmasa da, sergi metni eserlerin “ayrıcalıklı bir çağdaş kayıt” taşıdığını iddia ediyor. Oysa Smith’in işleri, yaklaşık 30 yıl önceki popüler alt kültür ve tarihi resim geleneğine açıkça göndermeler yapıyor.
Eserlerin asıl gücü, bar ve kulüplerden sızan enerjinin, sessizleşmiş sokaklara yayıldığı o “eve dönüş yürüyüşünün” mahrem anlarını, birer anlık görüntü gibi tasvir etmesinde yatıyor. İçerideki gürültü ile dışarıdaki sükûnet arasındaki kontrast, adeta karakterlerin bir toplanma noktasından diğerine, arafta kaldığı bir durumu yansıtıyor. Bu deneyim—kamusal alanı sahiplenmek, ancak herkes için eşit derecede misafirperver olmayan bu mekânda var olmak—ne sadece tarihi ne de sadece çağdaş, tamamen zamansız bir his yaratıyor.

Işık, Hareket ve Belgeselci Bakış
Smith, bu yılın başlarında sergilediği ve daha çok kapalı alanlardaki gece hayatına odaklanan ‘Private Lives’ın ardından, bu kez figürlerini dış mekâna taşıyor. ‘Private rituals’ ve ‘Pavement saints’ gibi eserlerde, kahramanlar gölgelerden beliriyor. Bu figürler, bazen 1990 yapımı Paris is Burning belgeselindeki iki çocuğu akla getiriyor.
‘Pavement saints’ eserinde, adeta tuval üzerine çevrilmiş bir fotoğraftan fırlayan bir milisaniye yakalanmış durumda: hareket bulanıklığı ve mikro-ifadeler dahil. Smith, ışığın tuğlalara çarpışını, figürlerin şapkalarından seksişini veya aydınlatılmış bir pencereden sokağa dökülüşünü ustalıkla resmediyor. Sarı şeritli yol ayracı, sahneyi keserek bir renk feneri gibi azizlere rehberlik ediyor; bu detay, ‘City fucks back’ gibi diğer eserlerde de karşımıza çıkıyor.
Sanatçı, resimlerinde belgeselci rolünü üstleniyor; görünmez bir gözlemci olarak, öznelerinin davranışını değiştirmeden onları dans ederken, yürürken ya da bir tuğla duvara yaslanırken yakalıyor.

Güneşin gökyüzüne yeniden tırmanıp gece mavisini soluk bir renge dönüştürdüğü anlarda ise atmosfer değişiyor. ‘Burn me into the skyline’ eserinde, koşan, ışıkta gözlerini kısan bir adam, fırça darbelerinin yüzünü rüzgârla geriye doğru çekiyormuşçasına resmedilmiş. Smith, bu eserde etkileşimci bir üsluba yaslanıyor.
Smith, kalın katmanlar ve bloklu fırça darbeleriyle izlenimci bir tarzı benimsiyor; tematik olarak Balthus ve Patrick Angus arasında bir yerde duruyor, ancak kendine özgü bir sese sahip. Küçük olmasına rağmen sergi, canlı ve aynı zamanda fısıltılı bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Almanya’da kış güneşi sergi saatlerinde batarken, dış mekânlar tabloların tasvir ettiği tonları taklit ediyor ve sergiden sonraki eve dönüş yürüyüşü, ilham verici bir deneyime dönüşüyor.
Sergi Bilgileri
- Sanatçı: Laurie Smith
- Sergi: ‘Brick boys’
- Mekân: Gathering Cologne
- Tarihler: 5 Kasım – 20 Aralık 2025













