Tarih, sadece cephe hatlarındaki ilerlemelerden ibaret değildir; o, bireylerin bedenlerine kazınan, kamusal söylemde silinen acıdan oluşur. Amerikalı yazar Elaine Scarry’nin “The Body in Pain” (Acı Çeken Beden) kitabının temel tezi budur. Yazar Sabine Rennefanz’ın da hatırlattığı gibi, savaşın tek kabul edilme nedeni, bedenin ve acının görünmez kılınmasıdır.
Sanatçı Sven Johne’nin “Eternal 20th Century” (Sonsuz 20. Yüzyıl) başlıklı sergisi, bu acıyı görünür kılma çabasındadır. Serginin merkezinde yer alan Hochdruckversuch/Tiefbohrung (Yüksek Basınç Deneyi/Derin Sondaj) adlı video enstalasyonu, Johne’nin 25 yıl önce kaydettiği bir görüntüyü yeniden keşfetmesiyle başlıyor.

Yıkanan Beden ve Bırakılan İzler
Videoda, folyo ile kaplanmış bir odada duran, güçlü ve genç bir adam görülüyor. Bu adam, askeri muayenesini geçen ve Doğu Almanya’da (GDR) “Orduya Katıl” seçeneğiyle yüzleşen, sanatçının genç benliği. Johne, bu kaydı izlerken, kendi ailesindeki Wehrmacht ve NVA (Ulusal Halk Ordusu) gibi sistemlerin sadık askerleri olan erkekleri hatırlıyor. “Geriye dönüp bakıldığında hep yanlış çıkan” görev bilinciyle hareket eden bu erkekler, Johne’nin deyimiyle sistemin “yol arkadaşlarıydı”.
Video ilerledikçe, genç adamın bedeni sert bir su jetiyle hedef alınıyor. Su, bir silah gibi bedenine vuruyor; cilt kızarıyor, titremeye başlıyor, nefesi kesiliyor. O ise, iyi bir asker gibi sessiz kalıyor. Bu acı verici an, Elaine Scarry’nin bahsettiği, “Barış silahlı olmalı” ya da “İstiyorsan savaşa hazır olmalısın” gibi sloganlarla gizlenen şiddeti ifşa ediyor.
Rus Nefretinden Empatiye
Johne, videosu aracılığıyla, ailesindeki erkeklerin savaş sonrası deneyimlerini ve bastırılmış duygularını ortaya çıkarıyor. Büyükbabasının, 1989’dan sonra bile Ruslara olan nefretini 40 yıl boyunca bastırmak zorunda kaldığını anlatıyor. Ancak bu nefret, Almanya’nın yeniden birleşmesinden sonra Rusların da Doğu Almanlar gibi kaos ve çürüme yaşadığını görmesiyle, kısa sürede acıma ve empatiye dönüşüyor.
Sanatçı, videoyu çekerken, çıplak duruşuyla tüm bireyselliği, kıyafeti ve süslemeyi atmış olan genç adamın bedensel kırılganlığını izleyiciye gösteriyor. Bu çıplaklık, Ukrayna’da savaşan genç erkekleri ve onların “et kıyma makinesi” benzetmeleriyle gelen insaniyetten uzaklaştırılmasını akla getiriyor.
Teknoloji ve Yıkım
Johne’nin eseri, günümüzdeki zorunlu askerlik tartışmalarına ve modern savaşın teknolojisine de dokunuyor. Savunma müteahhitlerinin milyarlar kazandığı, araba üreticilerinin tank üreteceği ve parlak zihinlerin uzaktan öldüren, faili ile kurbanı fiziksel olarak ayıran dronlar geliştirdiği bir çağda yaşıyoruz. Johne, bu sergiyle, savaş propagandasının aksine, bedenin kırılganlığını göstererek, teknoloji tarafından radikalleştirilen bedensizleşmeye (disembodiment) karşı çıkıyor.
Sergi Bilgileri Özeti
-
Sanatçı: Sven Johne
-
Eser Adı: Eternal 20th Century (ve video enstalasyonu Hochdruckversuch/Tiefbohrung)
-
Mekan: s-p-a-c-e GALLERY
-
Tarih: 17 Ocak 2026 tarihine kadar devam edecek












