Londra’daki Gallery Rosenfeld’de açılan Teodora Axente’nin yeni kişisel sergisi “From Horizon of the Matter, Rises the Vertical of the Soul” ile yüzleşmek, kaçınılmaz bir gerilim deneyimiydi. Ekim ayında gezdiğimiz bu sergi, sanatçının Cluj Okulu’ndan gelen karanlık, buğulu estetiğini, toplumsal çürüme ve yaşlanma gibi temalarla derinleştiriyor.
Zaman, Çürüme ve Dikey Arayış
Sergideki eserlere baktığımızda, sanatçının izleyiciye bilerek sunduğu o huzursuzluk duygusunu hemen hissediyoruz. Axente, resimlerini erken Rönesans ve Sienese Okulu ile Flaman Altın Çağı resim geleneğinden aldığı ilhamla yaratıyor. Bu tarihi referansları, kendi karanlık, duygusal paletiyle harmanlayarak, figüratif öznelerini maddi, ruhsal ve kaçınılmaz olanın arasında asılı kalan bir ortama yerleştiriyor.
Axente’nin tuval üzerine yağlı boya ile oluşturduğu görsel kolaj, izleyiciyi kendi yarattığı bir dünyaya davet ediyor. Burada toplumsal yıkım ve yaşlanma gibi temalar yoğun bir şekilde işleniyor. Bu, sadece bir resim tekniği değil; aynı zamanda görünenin ardındaki aşkın (transcendent) anlamı arayan, ruhsal bir dikey hareketi merkeze alan bir felsefe. Sanatçı, madde ile ruh arasındaki bu hassas sınırda, günümüzün belirsizliklerini yansıtan ürkütücü ve muğlak figürler yaratıyor.
Sergi, aynı zamanda Teodora Axente’nin kariyerinde bir dönüm noktasıdır. Bu serginin hemen ardından sanatçı, tarihi Santa Maria della Scala Müzesi’nde, “Metamorfosi del Sacro” (Kutsalın Metamorfozu) başlıklı ilk büyük kurumsal kişisel sergisini açacak. Bu, Axente’nin sanatsal gücünün ve ruhani arayışının uluslararası alanda ne kadar değerli olduğunun bir kanıtıdır.













