Derek Cianfrance’ın yeni filmi Roofman, gerçek bir suç hikâyesinin tuhaflığını kullanarak şaşırtıcı derecede sıcak, incelikli ve duygusal bir karakter çalışmasına dönüştüren nadir yapımlardan biri. ABD’nin en tuhaf suç figürlerinden biri olan Jeffrey Manchester’ın inanılması güç yaşamından uyarlanan film, suç, kimlik ve aile arzusu arasında sıkışmış bir adamın portresini Channing Tatum’ın kariyer zirvesi sayılabilecek bir performansla kuruyor.
Gerçek Hikâyenin Absürtlüğü ve Cianfrance’ın Duygusal Yöntemi
Manchester, “Roofman” lakabını McDonald’s şubelerinin çatısından girerek gerçekleştirdiği soygunlarla almış bir ordu gazisi. Kaçtığı hapishanenin yakınındaki Toys “R” Us mağazasının çatısında saklanarak altı ay boyunca kimseye yakalanmadan yaşaması ise bizzat “stratejik fantastik” kategorisine girecek kadar sıra dışı.
Cianfrance, bu absürtlüğün üzerine inşa edilen medya fırtınasına kapılmak yerine, hikâyenin insani katmanlarını merkeze alıyor. Dört yıl boyunca gerçek Manchester ile yapılan görüşmelerin sonucunda ortaya çıkan film, yönetmenin Blue Valentine ve The Place Beyond the Pines’ta kurduğu damar gibi, kusurlarıyla hayatta tutunmaya çalışan erkeklik haline bakıyor: kırılgan, bocalayan ve çoğu zaman kendine karşı bile dürüst olamayan bir hâl.
Channing Tatum: Suçun İçinde Çocuk Kalabilen Bir Adam
Filmin en güçlü yanı, Cianfrance’ın Tatum’a sunduğu dramatik alan. Tatum, Manchester’ın hikâyesindeki çelişkileri aynı anda taşıyor:
-
oyuncak mağazasında saklanan kocaman bir çocuk,
-
romantik bir ikinci şans arayan bir yetişkin,
-
kaçak bir suçlunun sürekli daralan nefesi.
Bu çoklu kimlik hâli filmin tonuna da yansıyor. Çatılardan girilen McDonald’s soygunları ile oyuncak ayıların arasında yaşanan hafif akıl karışıklığı, aynı filmde hem minimalist bir suç gerilimi hem de sıcak bir romantik drama izliyorsunuz hissi yaratıyor.
Aşk, Kimlik ve Kaçış Arayışı
Manchester’ın toy store’da çalışan Jade ile kurduğu bağ, filmin dramatik omurgasını oluşturuyor. Cianfrance burada romantizmi süs değil, karakterin en riskli tercihi olarak kullanıyor. Jeffrey’nin yeni bir yaşam ihtimali gördüğü her an, saklandığı çatının daha da alçalmasına neden oluyor.
Film, özellikle orta bölümde, karakterin “iyi bir hayat kurma umudu” ile “yakalanma gerçeği” arasındaki sıkışmışlığı daha da görünür kılıyor. Bu bölümde tempo bilinçli olarak yavaşlıyor; Jeffrey’nin sahte kimliği ile Jade’in iki kızıyla kurduğu şefkatli bağ, seyirciyi hem empatiye hem de rahatsızlığa davet ediyor.
Ton, Atmosfer ve 2000’ler Melankolisi
Cianfrance, hikâyeyi geç 1990’lar – erken 2000’ler arasındaki bir döneme yerleştirerek güçlü bir nostalji duygusu yaratıyor:
-
kapatılmış Blockbuster mağazaları,
-
parmak izi bırakmayan jetonlu telefonlar,
-
raflar arasında saklanmaya uygun büyük oyuncak koridorları…
Bu nostalji, Manchester’ın kaçış fantezisiyle bir tür paralellik kuruyor. Oyuncak mağazası, fiziksel bir saklanma mekânı olduğu kadar, çocukluğun güvenlik hissine dönme arzusunun sembolü.
Suç, Baba Olma Hali ve Kapanmayan Döngüler
Roofman, Amerika’nın kriminal anti-kahramanlarının çoğunda olduğu gibi sistemsel sorunlara da işaret ediyor:
-
askerlik sonrası destek eksikliği,
-
ekonomik baskılar,
-
baba-çocuk ilişkileri üzerindeki kırılganlık,
-
“iyi insan olma” arzusuyla “yanlış yöntem” arasındaki çatışma.
Manchester’ın Jade’in kızlarında aradığı “ev hissi”, belki de kaçtığı tüm hayatların toplamı. Film, sonunda karakterin cezasını romantize etmiyor; tam aksine, duygusal bir ayrılıkla birlikte gerçeğe teslim olmanın ağır ama gerekli yüzünü gösteriyor.
Eleştirmen Tepkisi: Tonal Denge ve Performans Övgüsü
121 eleştirmen değerlendirmesi içinde öne çıkan ortak başlıklar:
-
“Beklenenden daha duygusal ve içten”
-
“Tatum’ın en iyi performanslarından biri”
-
“Suç hikâyesinin altında güçlü bir baba-çocuk trajedisi var”
Bazı izleyicilerin orta bölümde “ritim yavaşlaması” eleştirisi bulunuyor; bu Cianfrance’ın karakter derinliği tercihinin doğal bir sonucu.
Sıradışı Bir Suç Hikâyesinden Gelen Beklenmedik Bir Hassasiyet
Roofman, gerçek bir suç hikâyesinin komikliğe varan absürtlüğünü alıp bundan duygusal olarak incelikli bir insan portresi çıkarabilen nadir filmlerden.
Cianfrance’ın yönetimi, Tatum’ın olağanüstü performansı ve hikâyenin verdiği dramatik imkanlar birleşince, ortaya hem seyirciyi içine alan hem de düşündüren bir film çıkıyor. Roofman, “suçun eğlenceli kısmını” anlatmaya çalışmayan, tam tersine insanın en çaresiz anlarında bile içtenlik arayışını inceleyen bir yapım.
Final notu: Roofman; suç, kimlik, aile ve erkeklik kavramlarının kesişiminde duran, katmanlı ve unutulmayacak bir anti-kahraman hikâyesi arayanlar için güçlü bir tercih.












