Ferda Art Platform, Güneş Terkol’un “Çalışan Portreler” adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının yaklaşık on yıl önce başlattığı bu seri, gündelik yaşamın görünmez kahramanlarını — kentte çalışan, üreten, yaşatan insanları — tülbent üzerine işlenmiş dikişlerle yeniden görünür kılıyor.
Terkol’un üretiminde tekstil, hem bir malzeme hem de bir metafor. İnce ve geçirgen yapısıyla tülbent, gündeliğin hem kırılganlığını hem direncini taşırken, aynı zamanda emeğin, sabrın ve sessiz üretimin sembolüne dönüşüyor. Sanatçı, kumaşçıdan dişçiye, bakkaldan plakçıya, berberden marangoz atölyesine kadar uzanan bir portreler dizisiyle şehirdeki emek ilişkilerini haritalıyor.
Bu serinin belki de en çarpıcı yönü, malzemenin kaynağının da serginin bir parçası hâline gelmesi. Tülbentlerin alındığı kumaşçının kendisi de portrelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Böylece sanatın üretim süreci ile gündelik emeğin alanı iç içe geçiyor. Terkol, izleyiciyi sadece temsil edilen figürlerle değil, o figürlerin üretim döngüsünün içinde yer alan görünmez işlerle de buluşturuyor.
Küratör Elif Sena İnci’nin metninde vurguladığı gibi, sergi Henri Lefebvre’in gündelik hayatı “toplumsal yeniden üretimin merkezi” olarak ele alan yaklaşımını ve Michel de Certeau’nun sıradan insanın “taktiksel yaratıcılığı” fikrini hatırlatıyor. Terkol’un portreleri, bu teorik hattın görsel karşılığı gibi okunabilir: sıradan mekânlar ve küçük işletmeler, aslında şehrin sürekliliğini sağlayan temel dokular.
Her portre, yalnızca bir yüzü değil, o yüzün çevresindeki sesleri, araçları, nesneleri ve çalışma ritmini taşıyor. Gündeliğin görünmez katmanları tülbentin geçirgen yüzeyinde yeniden şekilleniyor. Bu saydamlık, hem sanatsal hem toplumsal bir jest: Terkol, emeğin üzerini örten perdeyi kaldırıyor.
Sanatçının pratiği yalnızca “tekstil sanatı” olarak değil, aynı zamanda bir kolektif hafıza üretimi olarak da okunmalı. Terkol, daha önce Endonezya’nın Flores Adası’nda kadınlarla yürüttüğü Gori Leso Leso (“gündelik çalışma hayatı”) projesinde olduğu gibi, hikâye anlatımını ve ortak üretimi merkezine alıyor. Kadınların, işçilerin, küçük esnafın, zanaatkârların hikâyeleri tülbentler üzerinde birleşiyor; her bir dikiş, kent belleğine işlenmiş bir tanıklık hâline geliyor.
“Çalışan Portreler”, izleyiciyi büyük anlatılardan gündeliğe, görünenden görünmeyene davet ediyor. Tülbentlerin yüzeyinde şehir nefes alıyor — küçük dükkânlar, tezgâhlar, ellerin ritmi, işin sessiz şiiriyle.
📍 Ferda Art Platform, İstanbul
📅 11 Ekim 2025 tarihine kadar devam edecek
Bu sergi, sanatın üretim alanıyla gündelik yaşamın emeği arasındaki görünmez çizgiyi bulanıklaştırıyor ve bize şunu hatırlatıyor:
Kent, ellerin hikâyesiyle ayakta kalır.