Londra’nın gündelik ritminde yere düşen binlerce ayrıntı gözden kaçıyor. Ama Chewing Gum Man olarak bilinen Ben Wilson tam da bu gözden kaçan ayrıntıları tuvale çeviriyor: kullanılmış sakız parçaları. Wilson’un minyatür resimleri, şehrin kaldırımlarında birer sürpriz gibi karşınıza çıkıyor.
Sanatçının Millennium Bridge üzerindeki ikonik işlerinden sonra bu kez merkez Londra’da beş yeni eser belirdi. Westminster Abbey, Bridge Street, National Gallery, London Eye ve Soho’daki Bar Italia yakınlarında sakızdan doğmuş minik tablolar var. Her biri çevresindeki simgesel mekânın minyatür bir yorumu.
Bu seferki üretim, oldukça anlamlı bir iş birliğiyle gerçekleşti: Specsavers kampanyası kapsamında. Gözlük markasıyla birlikte üretilen bu eserler, görme ve fark etme üzerine çarpıcı bir ironi taşıyor: göz hizasında değil, ayak ucunda duran sanat.
Wilson şöyle diyor:
“Londra, çoğu zaman fark etmediğimiz binlerce küçük detaydan oluşuyor. Bu parçalar insanları durup bakmaya, bir anlığına gülümsemeye davet ediyor. Her birinin kendi hikâyesi var; bazen bir anı, bazen bir simge, bazen de sadece sıradan hayat.”
Banksy kadar görünmez olmasa da, Wilson Londra sokak sanatı sahnesinde saygı duyulan bir isim. Onun eserleri, devasa duvarlara değil, yerlerde unutulmuş sakızlara hayat veriyor.
📍 Eğer önümüzdeki günlerde yerde sabitlenmiş insanlara rastlarsanız şaşırmayın: onlar, şehrin en küçük şaheserlerini keşfetmeye çalışan Londralılar olabilir.