Danny Boyle’un üçüncü 28 filmi olan 28 Years Later, 20 Eylül’den itibaren Netflix’te izlenebilecek. Bu haber sadece hayranlar için değil, filmi henüz sinemada yakalayamayanlar için de önemli çünkü Netflix, daha önce Breaking Bad örneğinde olduğu gibi, yayınladığı yapımlara ikinci bir hayat vermesiyle biliniyor. Haziran ayında vizyona giren film, kısa sürede yılın en çok konuşulan korku yapımlarından biri olmuştu ve şimdi küresel bir izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.
Film, ilk iki yapının üzerine inşa ettiği dünyayı genişletiyor. 28 Days Later İngiltere’deki salgının doğrudan etkisini gösterirken, devam filmi 28 Weeks Later enfeksiyonun Fransa’ya sıçradığını anlatmıştı. Ancak yeni film, bu ikinci filmin bıraktığı karmaşayı hızlıca temizliyor: açılış sahnesinde virüsün Avrupa’dan püskürtüldüğü net bir şekilde belirtiliyor. Böylece seri, en güçlü yanına —yalnızca adaya sıkışmış bir toplumun kaderine— odaklanmaya devam edebiliyor. Yirmi sekiz yılın ardından İngiltere, dış dünyadan kopmuş, neredeyse ortaçağı andıran bir yapıya evrilmiş. Bu tablo, hem ürkütücü hem de büyüleyici bir şekilde anlatılıyor.
Filmin en dikkat çekici yanlarından biri, Danny Boyle ve Alex Garland ikilisinin yeniden bir araya gelmesiyle serinin kalbine dönmüş olması. 28 Days Later’ın umudu ve insani sıcaklığı bu filmde yeniden hissediliyor. Hikâyenin merkezinde yer alan genç Spike (Alfie Williams), sadece hayatta kalmaya değil, ölüm ve kayıp üzerine düşünmeye zorlanan bir karakter. Korkunun ortasında büyüme hikâyesi anlatılıyor ve bu da filmi salt bir zombi distopyasının ötesine taşıyor.
Görsel dil ve atmosfer yine Boyle’a özgü: neon parıltıları, karanlık sokaklar, keskin montajlar ve gerilimi yükselten ses tasarımıyla film hem ürkütüyor hem de merak uyandırıyor. Ancak filmin yalnızca korkutmakla yetinmediğini söylemek gerek; içinde tatlı, düşünceli ve yer yer beklenmedik derecede duygusal anlar barındırıyor.
Son sahne ise seyircileri ikiye bölen, yılın en tuhaf ve unutulmaz anlarından biri. Absürd, garip, aynı zamanda büyüleyici. Kimileri için fazla uç, kimileri içinse sinema salonundan çıkarken üzerine konuşulacak en büyük sürpriz.
28 Years Later, hem seriyi köklerine döndürüyor hem de onu yeni bir duygusal katmana taşıyor. 2025’in en güçlü korku filmlerinden biri olarak şimdiden anılmaya başlanan film, Netflix’e gelişiyle daha geniş bir izleyiciye ulaşacak. Boyle’un karanlık ve umut dolu bakışı, distopya ile insanlık arasında yeni bir köprü kuruyor.