Londra’nın en önemli kültür etkinliklerinden biri olan Liberty Festival, 24–28 Eylül 2025 tarihleri arasında şehri beş günlüğüne kapsayıcı ve yaratıcı bir sanat köyüne dönüştürüyor. Belediye Başkanı tarafından desteklenen bu disability arts festivali, engelli sanatçıların en cesur ve yenilikçi işlerini görünür kılıyor; hem eğlenceli hem düşündürücü hem de dönüştürücü bir deneyim sunuyor.
Festivalin açılışını, cabaret enerjisiyle sahneye çıkan Midgitte Bardot yapıyor. Ardından Oily Cart & Polyglot Theatre’ın When the World Turns prodüksiyonu, atmosferik ışık oyunlarıyla seyirciyi büyülü bir dünyanın içine çekiyor. Capturing the Forest ile Kristina Veasy ve Alejandro Ahmed, sahneyi bir orman gibi kurgularken; Jack Wakely’nin GOBLIN performansı bedenin gündelik hareketlerini UV ışıkla yeniden anlamlandırıyor.
Daha deneysel işler arasında, BLINK Dance Theatre’ın mizahi Elvis Died of Burgers gösterisi ve CRIPtic Arts’ın Past, Present, Future, ACTION! prodüksiyonu öne çıkıyor. The Love In’de Amanda Grace izleyiciyi duygusal bir performansa davet ederken, Simeon “Kardinal” Campbell ve BirdGang’in SADBOI’si sahnede işaret diliyle güçlü bir ifade sunuyor.
Festivalin sürprizlerinden biri, Japon sanatçı Chisato Minamimura’nın The Lost Golden Lotus eseri; bir diğeriyse AJ Venturini’nin tarot kartlarından ilham alan Altar to Joy performansı. Cumartesi gecesi ise Disco Neurotico & Deaf Rave Takeover Party, dans ve müziği erişilebilir bir rave’e dönüştürüyor.
Pazar günü piknik havasında geçen Liberty Festival Sunday Picnic in the Park, Miss Jacqui’nin vokalleriyle kapanışa hazırlanıyor. Aynı gün sahnede Ballet Cymru ile Krystal S. Lowe’un Daughters of the Sea eseri, bale estetiğini kolektif bir hikâyeyle birleştiriyor.
Festival boyunca erişim ön planda: tüm etkinlikler rahat bir atmosferde gerçekleşiyor; seyirciler dilediğinde giriş çıkış yapabiliyor, hareket edebiliyor. Mekânlarda tekerlekli sandalye erişimi, sessiz alanlar, BSL (işaret dili), sesli betimleme ve altyazı desteği bulunuyor.
Apartman No:26 Notu
Liberty Festival, yalnızca bir sanat etkinliği değil; kapsayıcılık, topluluk ve yaratıcılık üzerine kurulu bir manifesto. CRIPtic Arts’ın öncülüğünde hayata geçen bu festival, engelli sanatçıların seslerini yükselttiği, şehrin sokaklarını dönüştürdüğü ve kültürün sınırlarını genişlettiği bir buluşma noktası. Londra, Eylül ayında bir kez daha sanatı herkes için erişilebilir kılmanın ne demek olduğunu gösterecek.