Glastonbury’ye adım atar atmaz hissedilen şey yalnızca devasa sahnelerin ihtişamı ya da programın çeşitliliği değil; kocaman bir topluluğun aynı ritimde nefes alması. 2025’in Glastonbury’si de tam olarak buydu: sabaha karşı gökyüzünü mora boyayan ışık şovları, yağmurun hiç yılmadan festival alanını çamura çevirmesi ve buna rağmen insanların dans etmekten asla vazgeçmemesi.
Ana sahnede dünya yıldızlarının performanslarıyla titreşen kalabalık, biraz ötede bağımsız sahnelerde yeni isimlerin keşfiyle dinginleşiyordu. Bir an kendinizi dev bir koro gibi herkesin aynı şarkıyı haykırdığı bir kalabalığın ortasında bulurken, bir sonraki an çadırların arasında yürürken tanımadığınız insanlarla göz göze gelerek gülümsemeler paylaşıyorsunuz. İşte Glastonbury’nin büyüsü tam da bu: müziğin ötesine geçen bir paylaşım alanı yaratması.
Ve evet, yağmur çizmeleri olmazsa olmaz! Sabah kahvesini alıp sahalara yönelirken, her adımda çamura gömülüp yine de kahkahalarla eğlenmek… Glastonbury’nin doğasında var. Bu yılın enerjisi özellikle gece yarısı sürpriz performanslarla zirveye çıktı. Kimsenin beklemediği anda ortaya çıkan konuk sanatçılar, festivalin “birlikte yaşanan an” hissini daha da büyüttü.
2025’in En Unutulmaz Performansları
✨ The Maccabees (Florence Welch ile birlikte): Festivalin nostaljik zirvesi olarak belleklerde yer etti. Florence Welch’in sürpriz katılımıyla seslendikleri “Dog Days Are Over”, adeta bir coşku fırtınasına dönüştü.
✨ Nile Rodgers & Chic: Pyramid Stage’i adeta bir dans alanına çevirdiler. Efsanevi ritimlerle başlayan ve coşku dolu atmosferiyle uzun süre konuşulan bir setti.
✨ Olivia Rodrigo: 22 yaşında bu ikonik sahnede yer almak onun için “en büyük hayallerinden biri”ydi. Güçlü enerjisi ve duygusal performansıyla finale damga vurdu.
✨ The 1975 & Neil Young: Festivalin başrol isimleri olarak sahneye çıktılar. The 1975’ın enerjik performansı ile Neil Young’ın zamansız sahne karizması, festivalin duygusal ve kültürel dokusunu belirleyen anlara dönüştü.
✨ Charli XCX & The Prodigy: Other Stage’ın başrolünde yer alan bu iki isim, enerjik ve dinamik sahneleriyle özellikle genç kitlenin kalbini fethetti.
✨ Gündoğumunda Akustik: Çamurun, yağmurun ve gecenin ardından sabahın ilk ışıklarıyla çalınan akustik set, festivalin en şiirsel anıydı. Doğa ve müziğin birleştiği o anda, herkesin gözlerinde aynı parıltı vardı.
Glastonbury’ye İlk Kez Gidenler İçin Tavsiyeler
👉 Yağmur Çizmesiz Gelmeyin: Festivalin en ikonik yanı çamur! İyi bir çift çizme hayat kurtarır.
👉 Programı Tam Çalışın, Ama Akışa Bırakın: Büyük sahneler cezbedici olsa da, ara sahnelerde keşfedeceğiniz sürpriz isimler festivalin ruhunu oluşturur.
👉 Telefonu Bırakın, Anı Yaşayın: İnternet çekmeyecek, şarj bitecek. Zaten asıl büyü, ekranın ötesinde.
👉 Arkadaşlarınızı Kaybedin: Evet, doğru okudunuz. Festivalde yolunuzu kaybetmek yeni insanlarla tanışmanın en güzel bahanesi.
👉 Güneş Gözlüğü & Yağmurluk İkilisi: İngiltere havası sürprizlerle doludur. Bir an güneş, bir an sağanak… Yanınızda ikisini de bulundurun.
👉 Sabahın Erken Saatlerini Kaçırmayın: Gündoğumunda çalan akustik performanslar festivalin gizli kalmış hazinesi.
Apartman No:26 Notu
Bizim için Glastonbury 2025, yalnızca bir müzik festivali değil, kolektif bir hafıza deneyimiydi. Yağmurla yoğrulan toprak, kahkahalar, tanımadığınız insanlarla kurulan anlık bağlar ve sahnelerden yayılan titreşimler… Bütün bunlar, müziğin evrensel bir dil olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Seneye bu büyünün bir parçası olmak isteyenler için tek bir önerimiz var: hazırlık yapın, ama kalbinizi tamamen sürprizlere açın. Çünkü Glastonbury, planların ötesinde, size kendi yolunu gösteren bir festival. 🌈✨
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak