Gerçek dönüşümün, çoğu zaman gözden kaçan anların içinde gizlendiği fikrinden yola çıkan “Gündelik Mucizeler” 17 Ekim 2025 tarihine kadar Kalyon Kültür’ün Taş Konak’ında sanatseverleri ağırlıyor. Bağımsız on sanatçının eserlerini bir araya getiren bu sergi, şehrin hafızasıyla bütünleşen Taş Konak’ta doğadan ve gündelik hayatın göz ardı edilen mucizelerinden ilham alarak yeni bir düşünme alanı yaratıyor.
Sergi, Hannah Arendt’in “Dünyaya bırakılmışlık hâlimiz, başkalarıyla birlikte var olmaya mecbur oluşumuzdur” düşüncesine gönderme yaparak, mekânın geçmişten getirdiği izlerle eserlerin bir bütünlük oluşturmasını sağlıyor. Gündelik yaşamın içindeki inceliklere odaklanan sergi, bir nesnenin bekleyişi, bir formun suskunluğu veya bir rengin geri çekilişi gibi sıradan görünen fenomenlerde saklı mucizeleri ortaya çıkarıyor.
Sergide yer alan her sanatçı, bu temayı kendi özgün diliyle yorumluyor.
- Ayla Turan’ın heykelleri, beyazın sessizliği altında bastırılmış duyguları yüzeye çıkarırken,
- Ebru Kocaer görüneni daha görünür kılmak için parlak renkler ve soyut formları bir araya getiriyor.
- Ecem Dilan Köse, geleneksel ile dijital arasında köprü kurarak hayatın görünmeyen titreşimlerine odaklanıyor.
- Erhan Lanpir, gerçeküstü diliyle mitleri ve unutulmuş zamanları yeniden yorumluyor.
- Gülveli Kaya, “Field of Struggle” adlı eseriyle yaşamın sürekli mücadelesini ve direncini yüzeye taşıyor.
- Muhammet Bakır’ın yapısal içerikleri, izleyiciyi tamamlanmış bir fikir yerine düşünmeye devam etmeye davet ediyor.
- Mr. Hure’ün soyut kompozisyonları, biçimin sınırlarını muğlaklaştırarak düşünsel bir boşluk yaratıyor.
- Saghar Daeiri’nin çalışmaları, sessizliğin zemininde algının kendisini sorgulayan bir düzlem sunarken,
- Seydi Murat Koç belleğin yapısökümüne odaklanarak kentsel görünümleri sorgulama aracına dönüştürüyor.
- Zeynep Abacı’nın resimleri ise, renklerin güçlü duygusal enerjisiyle soyutlamayı kişisel ve mekânsal bir deneyime dönüştürüyor.
“Gündelik Mucizeler”, küçük titreşimlerle konuşmanın sihrini ve kolektif bir ana ortak olmanın olağanüstülüğünü kutluyor. Duyularla başlayan ve düşünceyle derinleşen bu sergi, bakmanın, sezmenin ve hatırlamanın yeni biçimlerini keşfetmeye bir davettir.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak