Akıştasın: 🎥 “The Wailing” Güney Kore Sinemasının Çağdaş Korku Evrenine Kazandırdığı En Sarsıcı Yapımlardan Biri

Yükleniyor
svg

🎥 “The Wailing” Güney Kore Sinemasının Çağdaş Korku Evrenine Kazandırdığı En Sarsıcı Yapımlardan Biri

Temmuz 10, 20254 dk okuma süresi

Güney Kore sinemasının çağdaş korku evrenine kazandırdığı en sarsıcı yapımlardan biri: The Wailing (2016). Yönetmen Na Hong-jin’in imzasını taşıyan bu film, yalnızca türünün sınırlarını zorlamakla kalmıyor; aynı zamanda seyircisini, karanlık ve açıklanamaz olanın içinde yavaş yavaş kaybolmaya davet ediyor. İlk filmleri The Chaser ve The Yellow Sea ile aksiyon-gerilim türünde dikkat çeken Na, bu kez kırsal Kore’nin sisli dağlarında geçen, doğaüstü ile reel olanın sınırlarını bulanıklaştıran bir polisiye-korku masalı kuruyor.

Filmin merkezinde, Gokseong adlı sakin bir dağ köyünde görev yapan polis memuru Jong-goo var. Cinayetlerin, halüsinasyonların ve gizemli hastalıkların birbiri ardına geldiği bu küçük yerleşimde, sıradan bir adamın çaresizliği izleyiciye her an hissettiriliyor. Jong-goo, bir yandan köy halkının korkuları ve dedikodularıyla boğuşurken, bir yandan da kızının hızla kötüleşen sağlığıyla yüzleşiyor. Ancak film, olayları çözmeye çalışan bir polis figüründen çok, korumaya çalıştığı her şeyin ellerinin arasından kayıp gittiğini fark eden bir babanın trajedisini anlatıyor.

Na Hong-jin’in kamerası; şüphe, batıl inanç ve kültürel önyargılar arasında salınan bir dünyanın kapılarını aralıyor. Film, izleyicisini giderek büyüyen bir tedirginliğin içine çekiyor. “Katil kim?” sorusundan çok daha derin bir şeyler soruyor: İnandıklarımız ne kadar gerçek? Yabancı olan her şeye duyduğumuz korku ne zaman bir silaha dönüşür?

The Wailing, klasik korku anlatılarından farklı olarak açıklanabilirlikten uzaklaşıyor. Zaman geçtikçe doğrusal anlatı bozuluyor, gerçekle yanılsama iç içe geçiyor. Na’nın ustaca kullandığı mizah ise bu karanlığın içinde beklenmedik anlarda filizleniyor. Korkunun eşiğinde yakalanan tebessümler, izleyicinin savunmasızlığını artırıyor. Özellikle baş karakterin sakarlığı ile kızının içine girdiği metafizik felaket arasındaki keskin tezat, film boyunca giderek yoğunlaşan bir çaresizlik duygusuna dönüşüyor.

Film, yalnızca doğaüstü bir anlatı değil; aynı zamanda bir metaforlar bütünü. Batıl inanç, yabancı düşmanlığı, ataerkil sorumluluklar ve gelenekle modernlik arasındaki çatışma, korkunun kendisinden daha ürkütücü hale geliyor. Özellikle son sahneleriyle The Wailing, izleyicisine unutulmayacak bir çöküş hissi bırakıyor — sanki izlediğimiz bir film değil, istemeden tanık olduğumuz bir felaketti.

Eleştirmenler tarafından Cannes’daki prömiyerinden itibaren övgüyle karşılanan film, bugün hâlâ türün en çok konuşulan örneklerinden biri olarak anılıyor. Rotten Tomatoes’ta %99 gibi etkileyici bir beğeni oranına sahip olması da bunun açık göstergesi.

Şu anda Prime Video ve Apple TV üzerinden izlenebilir olan The Wailing, yalnızca korku severlerin değil, sinemanın sınırlarını seven herkesin deneyimlemesi gereken bir yapıt. Çünkü bazı filmler sizi korkutmaz, sizi görmeye hiç alışık olmadığınız bir karanlığın içine bırakır. Ve orada yalnız olduğunuzu hatırlatır.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yan Daireye Geç
Yükleniyor
svg