Savaş nedir? Dışarıdaki bir düşmana karşı verilen mücadele mi, yoksa zihnin kendi yarattığı hayaletlerle dolu bir iç savaş mı? Oyuncu Jamie Flatters, yönetmen olarak imza attığı ilk uzun metraj filmi Shoulders ile kamerasını doğrudan bu ikinci, daha tekinsiz alana çeviriyor. Film, İskoçya’nın ıssız dağlık arazisinde, medeniyetten ve hiyerarşiden koparılmış bir grup genç askerin paranoyaya ve kaosa sürüklenişinin hipnotik bir portresini çiziyor.
Hikaye, rütbeli bir komutanın ve silahların yokluğunda, bir düşman saldırısını beklemekle görevli sekiz askerin izole dünyasında geçiyor. Bu yokluk, onları korumasız bırakmakla kalmaz, aynı zamanda kendi kurallarını ve kendi savaşlarını yaratmaya iter. Flatters, bu “çocuk parkı savaş alanını”, ellerin el bombasına, kuru dalların ise tüfeğe dönüştüğü, erkekliğin ve düzenin kırılganlığını test eden bir psikolojik laboratuvar olarak kullanıyor.
Flatters’ın yönetmenlik vizyonu, filmin çarpıcı siyah beyaz estetiğinde hayat buluyor. Bu tercih, hikayeyi zamansız bir kabusa dönüştürürken, İskoçya’nın engin ve kayıtsız manzaraları ile karakterlerin klostrofobik yakın planları arasında gerilim dolu bir karşıtlık yaratıyor. Ben Wheatley’nin A Field in England filminin yankılarını taşıyan bu görsel dil, diyalogdan çok atmosferle konuşarak, izolasyonun ve baskının yarattığı boğucu hissi doğrudan seyirciye aktarıyor.
Sineklerin Tanrısı‘ndan aldığı ilhamla Shoulders, liderlik boşluğunda düzenin nasıl çöktüğünü ve insanın en ilkel dürtülerle nasıl yüzleştiğini sorguluyor. Beklenen düşman asla gelmezken, askerler kendi aralarında ve kendi zihinlerinde yeni düşmanlar yaratır. Gerçeklik ile halüsinasyon arasındaki çizginin giderek silikleştiği bu anlatı, savaşın en büyük dehşetinin, bekleyişin kendisi olabileceğini öne sürüyor.
Clapham Uluslararası Film Festivali’nde prömiyerini yapan Shoulders, şüphesiz hırslı bir ilk film. Anlatısının zaman zaman izleyiciyi zorladığına dair ilk eleştiriler olsa da, bu durum filmin cüretkar yapısından kaynaklanıyor. Jamie Flatters, kolay cevaplar sunmak yerine, rahatsız edici sorular soran, görsel olarak unutulmaz ve düşündürücü bir bağımsız sinema örneği ortaya koyuyor. Shoulders, zihnin en tekinsiz savaş alanında geçen, cesur ve akıldan çıkmayacak bir deneyim.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak