“Çapulcular, atlara ve otomobillere, doğanın modern çağ tarafından geri dönmemecesine değiştirilmesine ve zamanın acımasızca geçişine dair, çılgınca bir enerjiyle dolup taşan bir roman. Faulkner’la daha önce tanışmamış okurlar, “Çapulcular”dan bir yudum aldıktan sonra kendini tutamayıp daha fazla içmek isteyebilirler,” yorumunu yapıyorlar. Yapı Kredi Yayınları’ndan Begüm Kavulmaz çevirisiyle yayımlanan roman, okurlarına Faulkner’ın hayali mekânı Yoknapatawpha’da geçen bir hikâye sunuyor. 1905 yılında, Yoknapatawpha’ya modern “düzenin” ilk simgelerinden biri olan otomobillerin girmesiyle değişen gündelik hayatı anlatan roman, üç “yaramaz” çocuk üzerinden ilerliyor. Yoknapatawpha’nın ensesi kalın ailelerinden Priest’lerin ilk otomobilini çalan on bir yaşındaki Lucius Priest, Priest’lerin kanatları altında büyüyen, sağı solu belli olmayan otomobil hastası Boon Hogganbeck ve bu yeni icada temkinli yaklaşan arabacı Ned, bölgenin en büyük şehri Memphis’e gitmeye karar verirler. Büyük beklentilerle başlayan bu yolculuk, çalınan bir at, bir genelev, nezaret ve hayatlarının kalan kısımlarının bağlı olacağı at yarışıyla sürprizlerle dolu bir maceraya dönüşür.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap