Akıştasın: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçişin Düşünsel Mimarı: Ziya Gökalp

Yükleniyor...
svg

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçişin Düşünsel Mimarı: Ziya Gökalp

Mart 23, 20257 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Bir millet, yalnızca savaş meydanlarında değil; fikir alanında da kazanır ya da kaybeder. İşte Ziya Gökalp, Türk milletinin fikir cephesindeki başkomutanlarından biriydi. Onun düşünceleri, Osmanlı’nın çözülüş sürecinde pusulasını kaybetmiş bir toplumun yeniden yönünü bulmasında hayati rol oynadı. Cumhuriyet’in temelleri sadece siyasi bir devrimle değil, aynı zamanda fikrî bir dönüşümle atıldı. Bu dönüşümün merkezinde ise Gökalp’in kalemi, zihni ve vizyonu vardı.

Kimdir Ziya Gökalp?

Ziya Gökalp, 1876 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi. Tam adı Mehmed Ziya’dır. Küçük yaşlardan itibaren hem Doğu kültürünün hem de Batı düşüncesinin etkisinde kalmıştır. Medrese eğitimi almış, aynı zamanda pozitivist felsefeyle tanışarak bilimsel düşünceyi benimsedi. Bu çift yönlü eğilim, onun fikir dünyasının temelini oluşturmuştur: Gelenekle modernliği harmanlama çabası.

Gökalp, bir yandan Osmanlı’nın son dönem aydınları arasında yer alırken, diğer yandan Cumhuriyet’in ideolojik altyapısını hazırlayan isimlerin başında gelir. O, bir geçiş figürüdür — hem geçmişi hem de geleceği aynı anda anlamaya çalışan bir düşünür.

Osmanlı’nın Çözülüşü ve Kimlik Arayışı

  1. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti, hem içten hem de dıştan ciddi baskılarla karşı karşıyaydı. Farklı etnik unsurlar bağımsızlık talep ediyor, Batı karşısında askeri ve teknolojik üstünlük kaybediliyordu. İmparatorluğun çok uluslu yapısı çözülürken, “biz kimiz?” sorusu tüm aydınların zihnini meşgul ediyordu.

Bu noktada Ziya Gökalp’in katkısı büyük oldu. Osmanlıcılık, İslamcılık ve Batıcılık gibi fikir akımları arasında sıkışıp kalan aydınlar için Gökalp farklı bir sentez önerdi: Türkçülük. Ona göre bir milleti ayakta tutan şey; kan bağı değil, kültür birliğiydi. Bu fikir, hem birleştirici hem de yön gösterici nitelikteydi.

Ziya Gökalp: Türkçülüğün Fikir Babası ve Milli Edebiyatın Öncüsü - Bengü  Türk

“Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak”

Ziya Gökalp’in en çok bilinen şiarı budur. Bu üçlü formül, bir milletin hem kendi kimliğini koruması hem de çağın gereklerine uyum sağlaması için bir kılavuz niteliğindeydi.

  • Türkleşmek, milli kültürün benimsenmesi, dilin sadeleştirilmesi ve Türk halkının değerlerinin öne çıkarılmasıydı.

  • İslamlaşmak, ahlaki ve manevi temellerin korunması gerektiğini vurguluyordu.

  • Muasırlaşmak ise Batı’nın bilim ve teknikle kazandığı gücü örnek almak anlamına geliyordu.

Bu denge arayışı, Cumhuriyet döneminde laiklik, milliyetçilik ve modernleşme ilkelerinin temelini oluşturdu.

Cumhuriyet’in Fikirsel Altyapısında Gökalp İmzası

Ziya Gökalp, yalnızca bir teorisyen değil, aynı zamanda pratikte de etkili olmuş bir isimdi. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin içinde yer aldı, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ideologlarından biri kabul edildi. 1923’te hayatını kaybetmiş olsa da, fikirleri uzun yıllar boyunca eğitim sisteminden devlet ideolojisine kadar pek çok alanda etkisini sürdürdü.

Özellikle “Türkçülüğün Esasları” adlı eseri, bir milli kimlik inşasının yol haritası olarak görülür. Gökalp burada; millet, kültür, medeniyet, dil, sanat ve din gibi kavramları derinlemesine işler. Onun düşüncesinde millet; ortak bir dile, tarihe, dine ve ahlaka sahip olan insanların oluşturduğu bir topluluktur.

Ziya Gökalp'in çocukların çok sevdiği ders kitaplarından çıkarılan şiiri! -  HaberAlp.com - Son Dakika Haberleri - Haberler - Politika Haberleri - Yerel  Haberler - Milliyetçi Haber

Toplumcu Bir Sosyolog

Gökalp, yalnızca bir siyasal düşünür değil; aynı zamanda bir sosyologdur. Fransız sosyolog Emile Durkheim’den etkilenerek toplumu bireylerin toplamı değil, bir “organizmalar bütünü” olarak görmüştür. Toplumun sağlıklı olması için kurumlar arasında uyumun ve ortak değerlerin güçlenmesi gerektiğini savunur. Bu yönüyle Gökalp, sadece milliyetçilik değil; sosyal dayanışma, eğitim ve toplumsal ahlak üzerine de önemli görüşler sunmuştur.

Neden Hâlâ Önemli?

Ziya Gökalp’in fikirleri, bugün bile Türkiye’de milliyetçilik, laiklik, kültürel kimlik gibi tartışmalarda referans alınır. Onun önerdiği kültür-medeniyet ayrımı; yerli olanla evrensel olanı nasıl bağdaştırabileceğimizi düşünmemizi sağlar. Bu yüzden Gökalp’i anlamak, sadece geçmişi değil, bugünü ve geleceği de anlamak demektir.

Ziya Gökalp, bir geçiş dönemi düşünürü olarak hem Osmanlı’nın son dönem krizlerine çözüm aramış hem de Cumhuriyet’in fikir temelini inşa etmiştir. Onun kaleminden çıkan her satır, bir milletin kendini yeniden tanımlama sürecine ışık tutar.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin bu düşünsel mimarını daha yakından tanımak, Türkiye’nin entelektüel köklerini anlamak için önemli bir adımdır.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

Kalsın0SonuçlarGitsin
0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum yap

Cevap ver

Yükleniyor...
svg