
Küratörlüğünü Marcus Graf’ın üstlendiği sergi, Jochen Proehl’in soyutlama ile figürasyon arasındaki o ince çizgide gezinen yeni, büyük boyutlu çalışmalarını bir araya getiriyor. Proehl, tuvalini bir boyama alanından ziyade bir “kazı alanı” olarak kurguluyor. Sanatçının fırça darbeleri, bizi yüzeyin hemen altına; toprağın, taşın ve zamanın biriktiği o sessiz katmanlara davet ediyor.
İstanbul’un bitmek bilmeyen inşaat alanları ve arkeolojik kazı sahaları, Proehl için sonsuz bir ilham kaynağı. İnsan elinin toprak üzerindeki o sert müdahalesini, mimari kalıntıların estetiğiyle birleştiren sanatçı; toprak tonları ve yapısal yoğunluklarla dolu kompozisyonlar yaratıyor.
Proehl’in resimlerindeki dinamizm, sakin ama güçlü bir içsel ritimden besleniyor. Sanatçının sezgisel süreci, izleyiciyi gerçekliğin sınırlarından uzaklaştırıp kendi iç dünyasındaki imgelerle baş başa bırakıyor. Bu eserler sadece görüneni değil, mekanın ve tarihin algımızı şekillendiren o görünmez, derin katmanlarını da görünür kılıyor.
“Proehl için tuval, sadece bir görüntü alanı değil; hafızanın kat kat açıldığı, geçmişin ve bugünün birbirine karıştığı bir kazı sahasıdır.”
Konum: Anna Laudel İstanbul, Gümüşsuyu.
Tarih: 11 Ocak 2026 tarihine kadar ziyarete açık.






