HBO dendiğinde akla gelen ilk şey: prestij televizyonu. 25 yılı aşkın süredir suç dramalarıyla hem televizyon tarihini yeniden yazdı, hem de kültürel hafızamıza kazındı. İşte HBO’nun karanlık ama unutulmaz suç hikâyelerinden en iyileri:
5. We Own This City
The Wire’ın manevi kardeşi gibi görülen bu mini dizi, Baltimore Polis Departmanı’nın içindeki yozlaşmayı acımasızca ortaya seriyor. Jon Bernthal’ın en güçlü performanslarından biriyle, izleyiciye suçu sokaktan değil, üniformanın içinden izletiyor.
4. Boardwalk Empire
1920’lerin Atlantic City’sinde mafya, siyaset ve alkol yasağı bir araya geliyor. Steve Buscemi’nin önderliğinde görsel ihtişamla dolu bu dizi, Peaky Blinders’ın Amerikan kuzeni gibi ama çok daha geniş bir epik tonla. Hâlâ hak ettiği kadar konuşulmayan bir HBO klasiği.
3. True Detective
2014’teki ilk sezonuyla televizyonun karanlık atmosferini tamamen değiştirdi. Woody Harrelson ve Matthew McConaughey’nin performansları hâlâ “kusursuz sezon” denildiğinde ilk akla gelen örneklerden. Her sezon farklı, bazen eksik, bazen şahane ama ilk sezonuyla türün efsanelerinden.
2. The Sopranos
Modern televizyonun “baba”sı. Tony Soprano’nun terapist koltuğu ile mafya masasını aynı anda taşıyan hikâyesi, James Gandolfini’nin ikonik performansıyla hâlâ aşılmaz. Yalnızca bir dizi değil, kültürün kendisini dönüştüren bir milat.
1. The Wire
Sokak, siyaset, polis, basın, emek… The Wire suçun kendisini değil, suçun ekosistemini anlatıyor. Baltimore üzerinden yazılmış bu modern destan, yalnızca HBO’nun değil, televizyon tarihinin zirvesi. Bugün bile hâlâ en güncel, hâlâ en çarpıcı.
Apartman No:26 Notu
HBO’nun suç dramaları yalnızca karakterleri değil, toplumun karanlık aynasını da sahneye taşıyor. Ve o aynaya bakmak, hâlâ rahatsız edici derecede gerçek.