Akıştasın: 👑 İpekler ve Gösteri Perdesi Altındaki Marie Antoinette: Victoria & Albert Müzesi’ndeki Boşluk

Yükleniyor
svg

👑 İpekler ve Gösteri Perdesi Altındaki Marie Antoinette: Victoria & Albert Müzesi’ndeki Boşluk

Kasım 17, 20255 dk okuma süresi

Tarihin Bilmediği Bir Suret

Londra’daki Victoria & Albert Müzesi (V&A), “Marie Antoinette Style” sergisiyle bizi tarihin en tartışmalı kraliçesinin gardırobuna davet ediyor. Göz kamaştırıcı mücevherler, ipeksi kumaşlar ve o döneme ait mucizevi zanaatkarlığı yansıtan objeler… Ancak sergiden çıkarken akıllara takılan tek soru şu: Tüm bu gösterişin altında, Marie Antoinette kimdi?

Sergi metinleri onu “tarihin en moda, en çok incelenen ve en tartışmalı kraliçesi” olarak sunsa da, her detayın arasında kraliçenin ‘faili’ (agency) olduğu anlar sürekli buharlaşıyor. O, sanatın hamisi, bir stil ikonu, evet; ama her eylemi edilgen bir anlatımla aktarılıyor.

  • 14 yaşında görkemli bir elbise giyerek Fransa sarayına ‘giriş yaptı’. (Elbiseyi annesi sipariş etti.)

  • Onun döneminde yenilikçi kesimler taşların ışıltısını ‘artırdı’. (Taşları o kesmedi.)

  • ‘Triumph of Liberty’ (Özgürlüğün Zaferi) gibi komik derecede abartılı peruklar, onunla ‘ilişkilendirildi’. (Kendi yarattığı teyit edilmedi.)

Sergi, bize Antoinette’i yalnızca bir fonksiyon olarak sunuyor: Hanedan varisini doğurmak ve sarayını olabildiğince güzel dekore etmek.

🦢 Zanaatın Zaferi, Kişiliğin Yokluğu

Serginin ilk odası, moda tarihinin en yaratıcı zanaatkarlarına adanmış bir tapınak adeta. Boynumun genişliğindeki korseler, kusursuz derecede korunmuş minik ayakkabılar… Bu estetik ihtişam, dönemin terzilerinin ve kuyumcularının dehasını gözler önüne seriyor.

Ancak yazımızın da işaret ettiği gibi, Antoinette’in yüzünün en doğru portresi olduğu söylenen eserin bile “belirleyici bir yaşı veya tanımlayıcı bir özelliği olmayan genç bir yüz” göstermesi, onun tarihsel olarak gerçek bir kişi olarak kaydedilmesinin ne kadar önemsiz görüldüğünü kanıtlıyor. O, bir insandan çok, bir kamu sahnesi dekoruydu.

Küratör Sarah Grant’in, serginin odağını tarz üzerinde tutarak, o “lanet olası devrim tarihi” gibi sosyo-politik arka planı sunma konusundaki isteksizliği, bu boşluğu daha da derinleştiriyor.

Belki de gerçekten onun kişiliğini inşa edecek hiçbir kanıt kalmamıştır; belki de ona hiçbir zaman bir kişilik bahşedilmemiştir.

🩸 İhtişamdan Giüyotine Giden Koridor

Sergi iki bölümden oluşuyor: Birinci kısım, Manolo Blahnik sponsorluğunun hakkını veren, pembe, ışıltılı ve ASMR videosundan fırlamış gibi duran bir ambiyansa sahip. İkinci kısım ise, pastel yeşillerle kaplı, kraliçenin tarzının (Galliano’dan Chanel’e) günümüze nasıl sızdığını gösteren bir moda zaman tüneli.

Bu iki bölümü ayıran, kan kırmızısı renkte bir pasaj var. Ve bu pasaj, bir doğum kanalı gibi, bizi bir Fransız giyotin örneğinin (oldukça havalı!) ve kraliçenin kesik başının fotoğraflarının bulunduğu bir odaya çıkarıyor (oldukça ürkütücü!).

Ancak bu çarpıcı görsel geçişte bile, kraliçenin neden idam edildiğini, yani Devrim denilen o küçük olayın tarihsel ve politik nedenlerini açıklayan tek bir metin dahi yok. Küratörler, Antoinette’in sonunu gösteriyor ama bu sona nasıl gelindiğini anlatmıyor.

Serginin gerçek zaferi, kuşkusuz koruma sanatında yatıyor. O döneme ait ayakkabıların içindeki lekesizlik ve V&A’nın kendi koleksiyonundan muhteşem durumdaki elbiseler (özellikle İsveç Kraliyet Cephaneliği’nden ödünç alınan gümüş gelinlik), giriş ücretine değer.

Fakat tüm bu göz kamaştırıcı kumaşlar ve aksesuarlar arasında, Marie Antoinette yalnızca bir şifre olarak kalıyor. Serginin başlığında gizli olan kaderi, burada da değişmiyor: Tarih onu bir kişi olarak asla bilemedi ve bu sergi de bu durumu değiştirmeyecek.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yan Daireye Geç
Yükleniyor
svg